Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > "Vur emri ve "uzun tutukluluk" dönemi... 22/7/2016 "Vur emri ve "uzun tutukluluk" dönemi...Olağanüstü Hal'i en iyi Güneydoğulu vatandaşlarımız bilir ve bu yönetim biçimine “OHAL” der. Getirilecek “OHAL”le, içinde bulundukları “Bu hal” arasında hemen hiç fark yok. Örneğin 14 Mart'tan bu yana Şırnak'ta, Yüksekova'da, Nusaybin'de sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Eldeki yetkilerle yetinilmeyip şimdi OHAL'i tüm ülkeye yaydılar.Bunu terörle mücadele için değil, Fethullahçıları temizlemek adına getirdiler. Zamanında itibar edilmiş olsaydı devletin elinde il il, ilçe ilçe, 120 sayfalık isim listesi yer alıyordu. Bunun gereği yapılırdı. Ne mi oldu? “Böyle bir yapılanma yoktur” raporlarıyla Fethullah Gülen beraat ettirildi, soruşturmalar düşürüldü. OHAL'İ KALDIRAN SEZER OLDU Hükümet yetkilileri şimdi “Olağanüstü hal uygulamasıyla bir şey olmayacak” diyor. Öyle değil. İsteseler sizi bulunduğunuz ilden başka bir il'e sürerler. Size de her gün Emniyet'e gidip imza atma zorunluluğu bile getirebilirler. Gerektiğinde araçlarınıza el koyabilirler. Dahası, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamelerin, anayasaya aykırılığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava bile açılamaz. AKP'liler, miting meydanlarında “Olağanüstü Hal uygulamasını biz kaldırdık” diye övünüyordu. Hayır, hayır OHAL'i kaldıran AKP değil. İşin doğrusu şu: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in başkanlığında 2002 yılının Ağustos ayında toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) Diyarbakır ve Tunceli'de uygulanan OHAL'in kaldırılması gündeme geldi. Askerler devam etmesini, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ise kaldırılmasını istiyordu. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, OHAL sonrasına göre hazırlık yapılması için “son kez” bu yetkinin kullanılmasını önerdi. MGK kararında da “son kez” denildi. 57. Hükümet döneminde TBMM'ye gönderilen tezkerede de iki il'de OHAL'in son kez uzatılması öngörüldü ve TBMM'den de bu şekilde geçti. 3 Kasım'da seçimler yapıldı. AKP Hükümeti 18 Kasım 2002'de kuruldu. OHAL'in süresi de 28 Kasım'da doldu. Sonuçta, OHAL'i iddia ettikleri gibi AKP hükümeti değil, 57. Hükümet kaldırdı. Ama “kaldırdık” diye övünenlerin şimdi “OHAL'i getirdik, hem de tüm Türkiye'ye yaydık” diye övünürlerse sakın şaşırmayın. DARBE DÖNEMİNDE 17 BİN 12 Eylül 1980 darbesinden sonra devletten 17 bin memurun görevine son verilmişti. 15 Temmuz darbe kalkışması sonucu kamudan atılanların sayısı şimdiden 60 bin kişiye ulaştı. Daha bu sayı artacaktır. Ama bunlar yapılırken ülkesine, milletine bağlı memurların arada kaynamaması en büyük dileğimizdir. OHAL'in tüm yurtta ilan edilmesinin nedeni, “memur operasyonu”nu gerçekleştirmek. Mahkeme kararlarıyla onların dönüşü de kapatılıyor. “Okyanus Ötesindeki Vaiz” kitabımın sayfalarını çevirdikçe, elde ettiğim belgeleri okudukça, daha kısa süre öncesine kadar “devlette böyle bir yapılanma olmadığı” belirtiliyor. Peki, devletin ilgili birimlerini, savcılıkları, mahkemeleri kandıranlardan hesap sorulmayacak mı? Devlet memurluğuyla bağdaşmayan tutum ve davranışlar içinde olan, örgüt mensupları tabii ki ayıklanmalı. Ama bunları son 14 yıldır devlet kadrolarına yerleştirenler, kumpaslar kurmalarına seyirci kalanlar, devlet içinde devlet olmalarına yıllarca ses çıkarmayanlar kimlerdi acaba? Hadi, onları anladık da “gözbebeğimiz”, “Peygamber ocağı” dediğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bunların sızmalarına, gizlenmelerine yardımcı olanlar, general yapanlar kimler? Bunları ortaya çıkarmayacak mısınız? OHAL'LE NELER DEĞİŞECEK? Olağanüstü Hal'e kamu düzeni ciddi şekilde bozulduğu için geçildi. Yani Türkiye “huzur adası” değilmiş. Peki bundan sonra neler olacağına bakalım: İller arasında koordinasyon sağlanması için İçişleri Bakanlığı'nda ilgili bakanlıkların temsilcilerinden oluşan Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu kurulacak. Çıkarılacak Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) hakkında anayasaya aykırılık iddiasıyla iptali için dava açılamayacak. Valiler sokağa çıkmayı sınırlayabilecek, yasaklayabilecek, gazete, dergi vb. yayımlanmasını ve dağıtımı durdurulabilecek. Ruhsatlı da olsa silah taşınmasına izin verilmeyecek. Kişiler bölge dışına çıkarılabilecek. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasaklanabilecek. Kolluk kuvvetlerinin silah kullanma yetkileri (teslim ol emrine uyulmaması vb. hallerini de kapsayacak şekilde) artırılacak. Silah kullananlar haklarındaki soruşturma işlemi tutuksuz yapılacak. Gözaltı süreleri artırılacak. Belediyelerin karar ve işlemlerinin yürürlüğe girmesi il valisinin onaylaması koşuluna bağlanacak. Devlet memurlarına disiplin cezası verme konusunda valilerinin yetkileri artırılacak. Hadi bakalım şimdi bunlarla övünün… Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > "Vur emri ve "uzun tutukluluk" dönemi... Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |