Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > “Siyasal tarihimizin esrarengiz olayı” 14/5/2017 “Siyasal tarihimizin esrarengiz olayı”Emine Ülker Tarhan, CHP'den milletvekili seçilmeden önce Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Derneği'nin kuruluşunda bulundu, başkanlığını da yaptı. Milletvekili seçildikten sonra partisinin TBMM Grup Başkanvekili oldu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'yla ters düşünce CHP'den istifa etti, parti kurdu. Seçimlerde ağır bir yenilgi alınca partiden de ayrıldı. Şimdi Ankara'da avukatlık yapıyor.CHP Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke'nin istifasıyla, Emine Ülker Tarhan'ın istifası arasında örtülü biçimde paralellik kuran yorumlar da yapılıyor. Milletvekilliği yapmış, partisinin grup başkanvekilliği görevinde bulunmuş, siyasi parti kurmuş olan birinin şimdi günlük siyasetten uzak olduğunu söylememiz de yadırganmasın. “ENSEYE ŞAPLAK” İLİŞKİ Kılıçdaroğlu'ndan daha önce dinlediklerime dayanarak Tarhan'ın milletvekilliği için başvurduğunu, uygun bulduklarını, seçimden sonra da grupbaşkanvekili yaptıklarını, Tarhan'ın tutumundan milletvekillerinin şikayetçi olduklarını hatırlattım. İşte bu aşamada Emine Ülker Tarhan'ın da söyleyecekleri var. Tarhan, “Beni siyasete taşıyan etken, 2010 referandumuyla yargının iktidar partisi ve onun bileşenlerine teslimine karşı yürüttüğümüz örgütlü mücadele ve bu mücadelenin kitleler üzerindeki etkisidir. Bu bakımdan, siyasete ve CHP'ye katılmam, benim şahsi talebim olmadığı gibi Sayın Kılıçdaroğlu'nun lütfu da değildir. Bilinçli bir tercihle, yargıçlığımı sonlandırdığım güne dek herhangi bir siyasi partinin kapısından geçmediğim de doğrudur” diyor. Tarhan, mektubunu şöyle sürdürüyor: “O gün itibariyle CHP'de vücut bulduğunu düşündüğüm değerlerime, siyasetin sağa sola gülücük dağıtıp, enseye şaplak ilişkilerle tanımlanamayacak kadar ciddi ve halk için yapılan bir iş olması gerektiğine, siyasi tecrübe denilen şeyin insanın ilke ve ideallerini törpülemesi demek olmadığına ilişkin inancımla, görevlerimi de, ‘bu da yapılmalı' dediklerimi de yaptım, yapmaya çalıştım. Güçlü bir muhalefet söylemi için ciddiyetle çalıştım. Tanıklarım tarih, CHP örgütü ve yurttaşlarımızdır. BİLİNÇLİ OLARAK PASİF KALDIM Siyasal tarihimizin, kanımca, en esrarengiz ve ‘kişisel' kararlarından olan ve birdenbire zuhur eden çatı adaya, ismiyle söyleyeyim Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçimde CHP'nin adayı olarak gösterilmesine ‘bu yanlış bile değil!..' diyerek açıkça karşı çıktım. Aslı olan bir şeyin suretine ‘tıpış tıpış' oy vermenin, onun için oy istemenin bizim değerlerimizi taşıyanlar için kabul edilebilir bir dayatma olmadığını düşündüm ve bunu açıkça ortaya koydum. Şaka gibi bir ‘ekmek için ekmeleddin' kampanyasında bilinçli olarak pasif kaldım. Parti disiplini kisvesiyle dayatılan genel başkana biat uğruna yalnızca bana ait olmadığından emin olduğum ilkeleri çiğnemeyi aklımdan bile geçirmedim. Nitekim, gelinen noktada söz konusu çatı adayın bugün başkanlığa verdiği koşulsuz destek de gözetildiğinde yapılan tercihi eleştirmekte ne kadar haklı olduğum sanırım anlaşılmıştır. Çok da detaya boğulmayalım ama ‘pek bir yüksek siyasal tecrübe' sahiplerinin yarattığı sonuç ve sonraki gelişmeler ortada… Tanıklarım tarih, CHP örgütü ve yurttaşlarımızdır. KİMSEYE OMUZ ATMADIM Omuz vermeye geldiğim CHP'de bulunduğum süre içinde kimseye omuz atma derdim olmadı. Yönetim anlayışıyla farklı düşünüp yolumu ayırdım. Karar benim kararımdır. Bedeli varsa ve neyse ödemek de benim borcumdur. Hal böyleyken, bir partide ilkeleriyle, ifade güçleriyle öne çıkmış, yönetimle fikir ayrılığı yaşamış kadınlar üzerinden birilerinin mağduriyet stoklanması ne kadar inandırıcı sizce? Ve siyaset yapmak isteyen kadınlar için ne kadar motive edici? Lidere sorgusuz sualsiz biat etmeyen, inandığı doğruları söyleyen kadınların şeytanlaştırılması, birer ‘baş belası' olarak sunumu ne kadar doğru? Kadınlara pozitif ayrımcılık uyguladığını iddia eden bir yönetimin bu söylemlerle, negatif ayrımcılığa evrilme hissi yaratması ne kadar doğru?” CHP'nin iç sorunlarından bir an önce kurtulup, ülkenin giderek ağırlaşan sorunlarında daha etkili olmasının zamanıdır. Bunun için kadın-erkek ayrımı olmadan yola devam edilmeli… Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > “Siyasal tarihimizin esrarengiz olayı” Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |