Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > “Ses kesme operasyonu”na hazır olun 8/9/2019 “Ses kesme operasyonu”na hazır olunBarolar, farklı görüşte olsalar da hukuk alanında iktidarın yanlışlarını en net bir biçimde ortaya koyuyor, ülke çıkarlarında bir araya geliyor, en etkili tepkiyi de onlar ortaya koyuyordu. Bundan sonra 50'ye yakın baro bir tarafta, Türkiye Barolar Birliği yönetimi başka tarafta olacaksa, bu sesi kısmak da kolay olacak.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adli yıl açılışına katılmayan baroların tutumunu, “bağnazlık, provokatif dayatmacılık” olarak niteledi, “Önümüzdeki dönemde ilk çözmemiz gereken meselelerden birinin, barolar başta olmak üzere tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin temsili demokrasiye uygun hale getirilmesi olduğuna da inanıyorum” sözleriyle başta barolar olmak üzere tüm meslek kuruluşlarıyla ilgili aslında önemli bir mesaj verdi. SORUŞTURMAYLA DİZE GETİRME Cumhurbaşkanı'nın, barolar ve diğer meslek kuruluşlarıyla ilgili çıkışının nedeni kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekküllerinin Cumhurbaşkanı'nın vesayeti altına alınmak istenmesinden kaynaklanıyor. Çünkü, Anayasa değişikliğiyle, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, sil baştan düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olarak kurulan Devlet Denetleme Kurulu'na, “Cumhurbaşkanının isteği üzerine”, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, başta “idari soruşturma” olmak üzere inceleme, araştırma ve denetleme yapma yetkisi tanındı. Bu kapsamda, barolar, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Mimarlar Odaları, Eczacılar Birliği, Türk Tabipler Birliği gibi pek çok meslek kuruluşu, Cumhurbaşkanı'nın isteği üzerine, denetim ve idari soruşturmayla karşı karşıya gelebilecek. Örneğin Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve yönetimdeki arkadaşlarının sesi kısılmış olsa Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili talanı, yağmayı, imar oyunlarını iş işten geçtikten sonra ancak öğrenebilecektik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin demokrasi temelli asırlık medeniyet anlayışımızda zafiyet yarattığının AKP'liler de farkında. “Kuvvetler ayrılığı” prensibinin sözde kaldığının önemli işaretleri var. Ancak bunlar dikkate alınmıyor. Bir taraftan ülkede düşünce özgürlüğünün suç olmaktan çıkarılacağı konuşuluyor, bir taraftan görüş açıklayan cezalandırılıyor, gazetecilik suç sayılıyor. GÜVENCEDEN YOKSUN Bazı ünlü siyasetçilerin de avukatlığını yapan Efsun Ünal da, “Kuvvetler ayrılığı”nın güçlerin kavgası olmadığını belirtiyor, “Ama Cumhurbaşkanı'nın ifade ettiği gibi ‘Güçlerin dengelenmesi' ve dengeleme işlevinin de aynı zamanda bir partinin genel başkanı olan cumhurbaşkanı tarafından yerine getirildiği bir sistem de hiç değildir” diyor. Bu konuda çalışmalarıyla bilinen Ünal, “Kuvvetler ayrılığı, devletin yasama, yürütme ve yargı fonksiyonunu yerine getiren organların, tek bir kişinin elinde toplanmasını engellemek üzere kurulu bir sistemdir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ortaya çıkan temel mesele bir makamda bulunan kişinin kurumsal bir düzenlemeyle bir siyasi partiyi resmen temsil etme kimliğine sahip olarak, aynı anda cumhurbaşkanı statüsüyle görev yapıyor olmasıdır. Bu, kuvvetler ayrılığı ilkesinde ve devletin kurumsal yapısında ağır tahribata sebep oluyor” görüşünde. Böyle bir sistemde meslek kuruluşlarının hukuki güvencesinden söz etmek de mümkün görülmüyor. DEMOKRATİK YARIŞ Cumhurbaşkanı, ilk çözülmesi gerekenin barolar başta olmak üzere meslek kuruluşlarının seçim yönteminin temsili demokrasiye uygun olmasını istiyor ama zaten baro seçimleri buna göre yapılıyor. Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Aşkın Demir'den dinledim. 2 yılda bir yapılan genel kurula her avukatın katılması hak olduğu gibi aynı zamanda bir yükümlülük. Baro yönetimi, gizli oyla seçiliyor. Oy pusulasına asıl üye tamsayısının yarısından en az bir fazla isim yazılması da zorunlu. Adaylar, aldıkları oy sayısına göre asıl ve yedek üye olarak sıralanıyor. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi çok üyeli barolarda, gruplarla ön seçime gidiliyor, bu seçimle başkan ve yönetim kurulu üyeleri belirliyor. Grup içinden ya da dışından tüm baro mensubu avukatların oy kullanabildiği ön seçimde belirlenen listeyle, baro seçimine giriliyor. Aşkın Demir, “Baro seçimleri, son derece demokratiktir ve özü seçme özgürlüğüne dayanıyor. Seçim yöntem ve usulünde bir değişiklik olması konusunda avukatlardan bir talep gelmemekle birlikte, buradaki asıl amacın, savunmanın sesi olan ve hukuk devleti ilkesinin teminatı olan baroların sesinin kısmak ve zaptı rapt altına alınması çalışılması olarak görüyoruz” diyor. Baroları bölerek güçsüzleştirmek, sonra seslerini kısma taktiğine karşı dikkat! Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > “Ses kesme operasyonu”na hazır olun Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |