Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Operasyonu durduran bakan 19/12/2014 Operasyonu durduran bakanYolsuzluk ve rüşvet operasyonunu “hükümete darbe” olarak niteleyenler de aslında bunun öyle olmadığını çok iyi biliyorlar. 17 Aralık operasyonunu karartmak için çaba gösterenlerin neler yaptığının izleri Cumhuriyet savcılıklarında görülmeye başlandı…İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Selami Yıldız, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Hakan Sıralı’nın özellikle, gözaltına alınan İçişleri Bakanı’nın oğluna yöneltilecek soruları görmekte ısrar ediyor. Sorular kendilerine verildiğinde, bunlara karşı çıkıyorlar ve bakan çocuğuna suç isnadında bulunulmamasını Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine aykırı olarak istiyorlar. Diğer tüm şüphelilerin ifadelerinde soruların son bölümlerinin değiştirilmesi yönünde de talimat veriyorlar. Sorular, talimatla azaltılıyor Başkomiser Mehmet Akif Üner, sorularda delillerin veya suç isnadının açıklandığı kısımların çıkarılması durumunda, kronolojik bir sıra ile hazırlanmış olan eylemlerin bütünlükten koparak anlaşılmaz bir hal alacağını, suçlamaların yansıtılmamasının görevi kötüye kullanma anlamına geleceğini anlatıyor. Şube Müdür Yardımcısı Arzum Nazman, Komiser Yardımcısı Mustafa Şimşek’ten soruları azaltmasını istiyor. Soruşturma Savcısı Celal Kara, Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz’ı arıyor, ifade alma işlemlerinde bir olumsuzluk olup olmadığını soruyor. Korkmaz, soruların azaltıldığını bildiriyor. Bunun üzerine Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz, Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan yerleşkesine geliyor, Mali Şube müdürü, yardımcısı ve büro amirine soruşturmayı akamete uğratacak bir şekilde soruların azaltılmasına karşı çıkıyor ve soruların ilk halini CD ortamı içinde istiyor. Bunlar Komiser Yardımcısı Mustafa Şimşek ve Polis Memuru Hakan Ürkmez tarafından hazırlanıyor, mühürlü zarf içinde Savcı Öz’e teslim ediliyor. Öz, Emniyet’ten ayrılıyor. İşin ilginç yanı, Emniyet amirinin sorgu odasındaki tutumuydu. İfadeyi yazan polis memuruna “kalk çay getir” deyip şüpheli karşısında küçük düşürmesini yeni öğreniyoruz. Bu psikolojik baskı değil de nedir? O gece neler oldu? Ünlü siyasetçi çocukları ve iş adamlarına yönelik soruşturma Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından yürütüyordu. Bakan ve çocuklarının karıştığı 17 Aralık soruşturmasının yankısı devam ederken, Muammer Akkaş, artık sonuna geldiği soruşturma için gerekli hazırlıklarını yapmıştı. 24 Aralık’ta, Mali Şube Müdürlüğü Yolsuzlukla Mücadele Büro Amiri Başkomiser Mehmet Akif Üner’i telefonla aradı ve yanına gelmesini istedi. Gerisini Üner’den dinliyoruz: “Savcı Bey, kapalı zarf içinde talimatları verdi ben de bunu şube müdürümüze teslim ettim. İş adamlarına yönelik arama ve el koyma yazısı yer alıyordu. Gün boyunca ‘bu operasyonu nasıl yapamayız’ın çabası içindeydiler. Ortada savcılık kararı, mahkemeden alınmış yakalama gözaltı kararları vardı. Çok yoğun temaslardan sonra ileride sorumlu duruma düşmemek için karar verilecekti. Sonuçta gece saat 24.00 civarında yapılan toplantıda operasyona karar verildi ve buna göre hazırlıklar yapıldı. Ancak hiç beklenmedik bir gelişme daha oldu. Saat 03.00 civarında Emniyet’e bir bakan geliyor ve yeni bir toplantı yapılıyor. Sabah operasyon için bulundukları yerlerde emir bekleyenlere operasyonun iptal edildiği bilgisi verildi. O gizemli toplantı sonucunda savcılık ve mahkeme kararı yerine getirilmemiş oldu.” Cumhurbaşkanı böyle diyor ama… Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu için Başbakanlığı döneminde de Cumhurbaşkanlığı döneminde de Recep Tayyip Erdoğan “hükümete darbe” diyordu. Bununla yetinmiyor, “Benim için ‘dönemin başbakanı’ diye tutanak tutmuşlar’, ‘beni gözaltına alacaklarmış’, ‘yerime kimi başbakan yapacaklarına karar vermişler’, ‘Benim için örgüt lideri demişler’, ‘Bizim için bir örgüt şeması hazırlamışlar” sözlerini tam bir yıldır söylüyor. 17 Aralık operasyonunu gerçekleştiren ve şimdi Silivri Cezaevi’nde bulunan dönemin Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, operasyonun birinci yılında gönderdiği mektupta şunları yazıyor: “Fezlekede söylediklerini kanıtlayacak bir belge gören var mı? Bırakın imzalı, paraflı bile bir belge ortaya koyamadılar. Tapelerin montaj, dublaj olduğunu sadece hissettiler ama bir belge ortaya koyamadılar. Ünlü bir yazar bizim ‘Devrik başbakan’ diye yazdığımızı öne sürdü. Bu yalanına kimse itibar etmedi. Dışarısıyla ilgili özlediğim tek şey ufuk çizgisi. Özgürlük benim için Silivri’den çıkmak değil, 17 Aralık sabahından beri özgür bir insanım.” Bir kez daha yazıyorum, 17-25 Aralık soruşturmalarına takipsizlik kararı verilmesiyle bu dosyanın kapatıldığını sananlar, aldandığını mutlaka göreceklerdir… Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Operasyonu durduran bakan Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |