Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Olanların satıldığı, satılanların kapatıldığı günlere… 23/2/2018 Olanların satıldığı, satılanların kapatıldığı günlere…1924'de Türkiye'de 100 kişiden ancak 4'ü okuma yazma biliyordu. O yıl ülkemizde 22 lise, 72 ortaokul vardı. Çaya atacak şeker olmadığından pekmez katılırdı. Alpullu'da 22 Aralık 1925'de temeli atılan fabrikada 26 Kasım 1926'da ilk Türk şekeri üretildi. Cumhuriyet döneminin fabrikalarından satacak başka bir şey kalmayınca satış şeker fabrikalarına geldi.Alpullu Şeker Fabrikası da Uşak Şeker gibi özel girişim tarafından Türkiye İş Bankası, T.C.Ziraat Bankası, Trakya illeri özel idareleri, özel şahısların katılımı ile kuruldu. Yılda 20 bin ton pancar işlenecekti. Alpullu ve Lüleburgaz arasında Kırklareli Özel İdaresi'ne ait Sarmısaklı Çiftliği de satın alındı. Burada da pancar tarımı yapılacak, fabrikanın pancar ihtiyacı karşılanacaktı. O HAYALİ GERÇEKLEŞTİRDİLER Dönemin önemli yazarlarından milletvekili Ahmet Ağaoğlu, fabrikanın açılışıyla ilgili 28 Kasım 1926 tarihli Ulus Gazetesi'nde şunları yazdı: “Köylerden ve şehirlerden gelenler, medeniyetin, ilim ve fennin şaheseri bulunan bu şeker fabrikasının etrafını zevk ve heyecanla dolaştılar. Yalnız bir sene evvel bu abide hayal ve hülya gibi görünüyordu. İşte 30 bin dönümlük geniş bir ovada muazzam bir anıt. Bacalarını semaya kadar yükseltmiş bölgeye can vermiştir. Kayışlar sürünüyor, çarklar dolaşıyor, makineler inliyor, yüzlerce küp hareket ediyor sonunda bembeyaz şeker tozu olarak aşağıya doğru dökülüyor. İşte Türk şekeri. İşte Türk topağından, işçisinin elinden meydana gelmiş olan Türk şekeri. İstiklal Mücadelemizde, şeker fabrikaları bir hülya idi. Bütün bu hülyalar hakikat olmuştur. Gazinin dehası ve yüksek iradesi bize rehberken başarılamayacak bir iş kalmayacaktır.” 20 Aralık 1930'da Alpullu Şeker Fabrikası'nı ziyaret eden Büyük Önder Atatürk, şeref defterine “Alpullu Şeker Fabrikası'nı gezdim. Gördüğüm durumdan çok memnun kaldım. Fabrikanın büyütülmesini ve şimdikinden daha başarılı olmasını dilerim. Ülkemizin her uygun yerinde şeker fabrikalarının çoğalması ve ülkenin şeker ihtiyacının karşılanması önemli hedeflerimiz arasındadır” diye yazdı. O hedeflere tabii ki ulaşıldı. ENGELLEMEK İÇİN ÇOK UĞRAŞTILAR TRT'nin unutulmaz programcılarından Nazmi Kal, bir çok konu gibi şeker fabrikalarımıza da zamanında el atmış, anlatmış, yazmış. Kal'ın “Atatürk'ün Diktiği Ağaçlar” kitabında, şeker fabrikasının açılışını yabancıların engelleme çabalarına ilişkin örnekler de var. Osman Bozok o günleri şöyle anlatıyor: “Seneler evvel Yunanistan'da bir şeker fabrikası yapılmış fakat haşerelerin önüne geçilemediğinden pancar elde edilememiş ve fabrika kapanmıştı. Aynı tehlike Trakya'da da vardı.Onun için fabrika ilk önce modern bir tarım örgütü kurdu. Bugünkü tarım örgütünün çekirdeği bu fabrikada kuruldu. Bu örgüte Avrupa'da okumuş, pancarı bilen ziraat mühendisleri alındı ve haşerelerle mücadele başarıldı. Bütün bu olanaklara rağmen kendimize tam olarak güvenemiyorduk. Pancar tarımını köylülere öğretmek, hastalıklarla, haşerelerle savaşmak için Almanya'dan ve komşumuz Bulgaristan'dan sözde uzmanlar getiriliyordu. Hele getirilmiş olan iki Bulgar uzmanın bizi ne derece baltaladıklarını o zamanın genç ziraatçılarından Fethi Tan anlamıştı. Çünkü, sulu taban arazide üretim yerine çiftçileri daima ters yöne çeviriyordu. Yöneticileri bilgilendirmesinden sonuç alamayınca Fethi Bey, Bulgar'ı öldürmekle tehdit etti ve Türkiye'den ayrılmasını sağladı. Fabrika içindeki teknik personel genellikle yabancılardan oluşuyordu. Bunların yanında çalışan Türk mühendisleri, hiçbir şekilde kilit noktalara getirilmiyordu. ” FABRİKANIN YERİNDE APARTMANLAR Fabrikanın ilk işçilerinden 1913 doğumlu Emrullah Beydeli, “Atatürk ‘memleket kalkınacak' demiş. Fabrika geldi, okul geldi. Aa be elektrik gördük biz Alpullu'nun Şeker Fabrikası'nda. Hafta sonu köye gidip babama ‘Görmüşüm cenneti koca ova kesmiştir ışığa' dedim. Bir gün de anamı götürdüm. Gördü anam elektriği şaşırdı zavallı” diyordu. İşte o günlerden, fabrikaların satıldığı, bırakın satılmasını kapatıldığı, satılacak olanların da “teknolojisi eski” denilip kapatılacağı günlere geldik… Örneğin Yozgat'ta bin kişinin çalıştığı Tekel Bira Fabrikası vardı. “Daha modern hale getireceğiz” deyip fabrika binasını yıktılar. Orada yeni fabrika yapılması beklenirken, apartmanlar yükseldi. Adana'da da özelleştirilen Tekel fabrikasının yerinde şimdi şehrin en büyük AVM inşaatı yükseliyor… Satılacak şeker fabrikalarının çoğunun sonu da öyle olacak… Fabrikaların yapılmadığı, var olanların da satıldığı, satılanların da kapatıldığı günlere geldik… Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Olanların satıldığı, satılanların kapatıldığı günlere… Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |