O davanın "gizli tanığı" benim arkadaşım...

“Ergenekon”, “Balyoz”, “Askeri Casusluk” gibi davalarda sahte belgeler, dijital verilerin kullanıldığını, geç de olsa ülkemizin Başbakanı da kabul ediyor. Olup bitenlerden Başbakan’ın önceden haberdar olmaması da mümkün değil. “Çete, hain, haşhaşi” suçlamalarıyla yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, kara para olaylarını birbirine karıştırmayalım. Somut bulgularla olayı ortaya çıkarana kim olursa olsun helal olsun. Kimse, yolsuzluğun, rüşvetin arkasına bir takım bahanelerle sığınmasın, hesap versin…

Bolu Dağ ve Komando Tugayı’nın Güneydoğu’da bulunmadığı bir dönemde işlenen bazı cinayetlerin sorumluluğu, şimdi o tugayın yetkililerinin üzerine yıkılmak isteniyor. Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın şehit edilmesiyle ilgili dava da yine gizli tanık ifadeleriyle açıldı ve ilk duruşması dün yapıldı. Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu, olay tarihinde üsteğmen rütbesinde olan Jandarma Albay Tünay Yanardağ hakkında cumhuriyet savcısı ağırlaştırılmış hapis cezaları istiyor.

Nasıl bir komployla karşı karşıya olduğunu, Eşref Hatipoğlu’nun cumhuriyet savcısına verdiği ifadeye dayanarak açıklamıştık. Emekliye ayrıldıktan sonra yurtdışında bir firmada çalışan emekli Albay Tünay Yanardağ, dünkü duruşmaya mazeret gösterip katılmadı. O davanın, Diyarbakır’da rahat yapılması da suçlanan kişilerin can güvenlikleri nedeniyle hayli zor.

Filmlerde bile olmayacak sahne
İki yabancı dil bilen, askeri ataşelik yapmış, devresinin birincisi kurmay subayın başına, ordudan atılmış “gizli tanığın” sözleriyle neler getirildiğini Tünay Yanardağ’ın mektubundan okuyalım:

“İddiaya göre; bir üsteğmen düşünün ki, kurmay olma ihtirasıyla yanıp tutuşuyor. Albay ve üç generali kandırıp Lice’ye gelmesini sağlıyor. Bir sürü birliğin bulunduğu yerde güya, kurmay olma yolunda engel olarak gördüğü (Rahmetli Şehit Bahtiyar Aydın Paşa benim amirim değil, emir komuta bağlantımız yok, sicil ve ceza verme yetkisi yok) bir generali şehit ediyor, ya da ettiriyor. Aman Yarabbi bu ne hırs? Bu nasıl bir gözü dönmüşlük? 11 saat boyunca; birkaç Komando Bölüğü, Özel Harekat Timleri, İlçe Jandarma, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve bir Piyade Taburu ile çatışabiliyor. Ne mermisi bitiyor, ne roketi, ne de enerjisi. Bu senaryonun askeri açıdan izahının mümkün olmadığı gibi, akılla da izahı mümkün değildir. Bu ancak, aksiyon filmlerinde bile görülebilmesi çok zor olan uçuk bir sahnedir.

Bu iddiayı ortaya atanın hedefi, TSK mensupları ile komutanları arasında güvensizlik yaratma, TSK mensupları ve kamuoyunun kafasında çeşitli soru işaretleri yaratma, ‘Acaba doğru mu? Vay be meğer neler olmuş neler?’ düşüncesi oluşturma, bu yönde toplumda TSK hakkında olumsuz algı oluşturmaya yönelik bir gayrettir.

Gizli tanıklı yeni davalar yolda
Tahayyül etmek zor değil. Şöyle ki: Televizyonlarda mahkemeler kurulacak, kendini savcı ve hakim yerine koyanlar olaylar hakkında kararlar verecek, üstlendikleri rolü oynayacaklar. Özetle, önümüzdeki dönemde neye hizmet edeceği rahatlıkla anlaşılabilen bir algı operasyonu icra edilecek. Ne olur buna ‘dur’ denilsin.

Aslında bu iddia, generale suikast iddiası değil bölücü terör örgütünü aklama, TSK’nın itibarsızlaştırılmasına devam iddiasıdır diye düşünüyorum. Şu anda ülkem, TSK’ya yönelik itibar suikastının devamı ile karşı karşıyadır. Şimdi ikinci safhaya geçildiği anlaşılıyor. Benzeri davaların önümüzdeki dönemde peşi sıra geleceğini tahmin etmek zor değil. Kamuoyu, bu kumpası yapanlar kim diye sormasın. Günümüzde komik bir soru olur. Ben uzayda yaşıyorum, sahiden kim diye soran varsa o başka…

O arkadaş, beni çekip vursa…
Kurmay olabilmemin önünde engel olduğu iddiasıyla komutanımıza tuzak kurduğum iddiasının sahibi Gizli Tanık “Ataç”ın kim olduğu ise iddianamenin 30’uncu sayfasında açıkça yazması nedeniyle, kimliği açığa çıkmış durumda. Kendisi TSK’dan disiplinsizlik ve ahlaksızlık nedeniyle yüzbaşı rütbesindeyken atılmış, düzgün bir aile yaşantısı olmayan, eşi tarafından boşanmak suretiyle terk edilmiş, 16 yaşındaki bir kız çocuğunu alıkoymaktan gözaltına alınmış fakat bu kızla evlenmek suretiyle suçtan kurtulmuş, işsiz, güçsüz kalmış, askeri liseden beri arkadaşım olan (şimdi arkadaşım demeye dilim varmıyor) bir devre arkadaşımın olduğunu dikkate sunmak istiyorum.

Çekip bana ateş etse bundan daha iyidir. İşin en acı tarafı da budur. Türkiye’de olup biten her şeyden haberdar olan, ancak 17 yıl boyunca bunları yetkili makamlara bildirmeyip, şimdi, intikam alırcasına TSK mensupları aleyhinde senaryolar üfürmesi işin diğer bir ilginç tarafıdır. Gizli tanığın ağzının, kurşundan daha tehlikeli olduğunu bilmeyenlere ve hala farkında olmayanlara duyurmuş olalım.”

“Kumpas”ı, “sahte belgelerle” insanların hayatının nasıl karartıldığını Başbakan da bildiğine göre, cezaevinde tutulanların durumuna ne zaman çözüm bulacak? Yoksa, onların yanına yeni askerlerin konulmasına seyirci mi kalınacak. Göreceğiz…
----

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş

Saygı Öztürk > O davanın "gizli tanığı" benim arkadaşım...

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti

Takip et: @saygi_ozturk

..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021

Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020

Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019

Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019

Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007

twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası