Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Karar sonrası… 7/8/2013 Karar sonrası…Fotoğraflarına bir kez daha bakıyorum. Onlara yüklenen suç, cebir ve şiddet kullanarak hükümetin görevini yapmasını engellemeye ve darbeye teşebbüs… Verilen cezalar ömür boyu hapse kadar gidiyor. Bir çoğuna verilen hapis cezası ile terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’a verilen hapis cezası aynı. Yani, cenazeleri cezaevinden çıkacak.PKK terör örgütünün başını kurtarmak için bu ülkeye canla-başla hizmet etmiş insanların feda edildiği konusunda genel bir izlenim var. Apo ile birlikte “Balyoz”, “Ergenekon” mahkumlarına af önümüzdeki dönemde sıkça gündeme gelecek gibi gözüküyor. Danıştay sanıkları için kamuflaj Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tahliyesine tabii ki sevinildi. Ancak, Haberal serbest bırakılırken, Danıştay saldırısında yer alan isimlerden Osman Yıldırım ve diğerleri bırakıldı. Yani, Haberal ve bazı sanıkların serbest bırakılması tam anlamıyla bu tahliyeler “kamuflaj” için gerçekleştirildi izlenimi veriyor. Unutmayalım, salıverilenlerin bazıları halen Balyoz davasının da hükmen tutuklu sanıklarıdır. Terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle bulunduğu birlikten getirilip “terörist” diye cezaevine konulan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığında terörle mücadele için Güneydoğu’da görevlendirildi. Baba Muharrem Çelebi, “Yavrumu şimdi terör örgütü üyeliğinden cezaevine gönderiyorlar. Buna yürek mi dayanıyor” diyor. Tuncer Paşa’nın söyledikleri Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, tutuksuz yargılanıyordu. Bazı tutuksuz sanıklar gibi asla sinmedi, korkmadı ve konuşmalarında da geri adım atmadı. Hakkında yakalama kararı verildiği gün cezaevine gitmek için yola çıktı. Ancak, Merkez Komutanlığı yetkilileri, kendisine yakalama belgesinin gelmesinin beklendiğini, gidince muhatap bulamayacağı söylendiği için yoldan döndü. Dün telefonda bize şunları söyledi: “Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Balyoz davasında verilen cezalar vicdanen kabullenemeyecek bir sonuçtu. Aynısı Ergenekon davasında da oldu. Hukuk, adalet yok.” Kendisine “13 yıl ceza verilecek ne yaptınız?” diye sorduğumda, şunları söyledi: “Kim ne yaptı ki ben ne yaptım? Kimsenin bir şeyi yok. Uydurma bir örgüt ve bizim de onun sözde üyesi olduğumuz varsayılıyor. Bana atılmak istenen suçla ilgili mahkemede söyledim: Ya savcı mahkemeyi yanıltıyor, ya ben yalan söylüyorum. Ben yalan söylemediğimin bilincindeyim. Savcı mahkemeyi yanılttı. Çünkü atılı olan suçu işlemedim, örgüt üyesi değilim, vicdanen de rahatım. Başımı yastığa koyduğumda 5 dakika sonra uyuyorum. Acaba beni suçlayanlar, mahkumiyet verenler de benim gibi 5 dakika içinde uyuyabiliyorlar mı?” Yargı siyasetin emrinde… “Türkiye’de gerçek demokrasinin olduğunu söylemek mümkün değil. Hele ileri demokrasinin bu koşullarda olması mümkün değil. Bunun için yargının bağımsız olması gerekir. Oysa, üzülerek söylüyorum yargı siyasetin emrine girmiş. Böyle bir yargıdan bir şey beklenemez. Mahkeme eğer vicdanen bir karar vermiş olsa bana da böyle bir ceza verilemezdi.” Bazı isimler sıralayıp, kendisine “geçmiş olsun” dileğinde bulunup bulunmadıklarını soruyorum. Cevabı aynen şöyle oluyor: “Teslim olmamış, kendi hür düşüncesiyle hareket edebilen kaç kişi kaldı? İsimlerini saydığınız o kişiler beni arayamaz.” ‘Şener Paşa ölüme gönderiliyor’ Emekli Orgeneral Şener Eruygur, Jandarma Genel Komutanlığı döneminde hemen tüm illerde örnek fidanlıklar, örnek köyler kurdurdu. Milyonlarca adet fidan diktirdi. Atatürk sevdalısı, doğa aşığı bir komutandı. Cezaevine girdi, merdivenlerden düştü. Durumunu avukatı Filiz Esen’e soruyorum. Esen, müebbet hapis cezasına çarptırılan Eruygur’u şöyle anlatıyor: “Şener Paşa hakkında mahkeme yakalama kararı çıkarttı. Onun yargılamasının yapılması bile mümkün değildi. Dosyasının ayrılması gerekirken hapis cezasına çarptırıldı. Bu onun için ölüm fermanıdır. Kendisi için denetimli serbestlik uygulanabilirdi. Bu yönde karar verilenlerden daha da mağdur durumda. Okuma-yazma yeteneğini yitirdi. Yön tayini yapamıyor, saati algılayamıyor. İçmesi gereken ilaçları içemez. Yani mutlaka bakıma ihtiyacı var. Eşinin, çocuklarının gösterdiği özenle hayata tutunuyor. Büyük özenle, sabırla bazı iyileşmeler olmuştu. Cezaevine girince bunları da kaybedecek. Bugünkü durumu tıpkı bir çocuk gibi. Cezaevine gönderileceğini anlatmaya çalışıyoruz, kendisini sevmediğimizi, onun için göndermek istediğimizi sanıyor. O yüzden bize küsüyor. Böyle durumda olan birisini cezaevine koymak, ölüme göndermektir. Ölüme gidecek bir kişiyi kendi elimle asla teslim etmem. Bundan sonra bütün adli ve insani sorumluluk heyetindir. Gelirler kendileri alırlar, götürürler. Ben insani olarak böyle bir duruma asla alet olmam.” O görevini yaptı ve cezaevine gönderilmemesi için dilekçesini verdi. Anlaşılıyor ki bayram herkese zehir olacak… Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Karar sonrası… Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |