Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Hulusi Paşa, Milli Savunma :Bakanına demeli ki... 16/6/2016 Hulusi Paşa, Milli Savunma :Bakanına demeli ki...Güneydoğu'da birden çok ili ilgilendiren terör nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir bütün olarak görevlendirilmesinin yolunu açan yasa tasarısı, önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu'na gelecek. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, terörü sıfırlayan askeri başarılı bulmuyor, “Teröristler eylem yapmıyordu, o yüzden az şehit verdik” diyor.Genelkurmay Başkanlığı, terörle mücadele eden komutanların sivil mahkemelerde yargılanmalarına yıllarca seyirci kaldı. Dahası AKP döneminde emekli Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları da yargılandı. “gizli tanık”, “itirafçı” yalanlarıyla kahramanca görev yapanlara, terörle mücadele ettikleri için “vatan haini” gözüyle bakıldı. HULUSİ PAŞA'YI DA İLGİLENDİRİYOR Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın, “Askerin şehit vermemek için operasyona çıkmadığı zamanları da biliyoruz” sözlerine, birkaç emekli general dışında ses veren de olmadı. Eğer o sözleri bir CHP'li söylemiş olsaydı anında cevap yetiştirildi. Bugün komuta kademesinde bulunanların önemli bir bölümü o günlerde Güneydoğu'daydı. Örneğin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da 1998-2000 yıllarında Tunceli-Hozat İç Güvenlik Komutanlığı görevindeydi. Bu durumda o açıklama Hulusi Paşa'yı da ilgilendiriyor. Dolayısıyla bakan, bütün komutanları zan altında bıraktı. Fikri Işık'ın o tarihlerde görev yapan komutanlara bir suçlaması daha var. Bakan “Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesinden sonra uzun bir süre örgüt eylem yapmadığı için şehit sayımız da az oldu. Bunu, o dönemde terörle mücadelenin başarısı olarak görmemek gerekir” diyor. Peki, bakanın dedikleri doğru mu? Asker şehit vermemek için operasyona çıkmıyor mu? Çıkmayan birlikler, bu emri veren komutanlar kim? 2002 öncesi şehit sayımızın az olmasını bakan niçin başarısızlık olarak görüyor? Bakana bu bilgileri de kuşkusuz bazı komutanlar vermiştir. O zaman bu iddiaları Genelkurmay Başkanlığı araştırmayacak mı? Yoksa terfi döneminde “rütbe” elde etmek için yine ayak oyunları mı başladı? Bunlar, gözbebeğimiz olan kuruluşu yıpratmaktan başka bir şeye yaramıyor. İLK KEZ GİREN HÜKÜMLER Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nda, uzman çavuşundan astsubayına, subayına kadar tüm askeri personeli yakından ilgilendiren önemli hükümler var. En küçük suçlarda bile asker, aylarca cezaevinde yatma durumuyla karşı karşıya kalacak. Konuyu biraz açalım: – “Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması” siviller için her türlü suça verilen ceza için uygulanırken askeri suçları kapsamıyordu. Anayasa Mahkemesi, “kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırı buldu ve 17 Ocak 2013 tarihinde iptal etti. Bu kararı askerler “devrim” diye niteledi. Böylece cürüm işleyen askerin de hapis yatmadan ailesinin düzeni bozulmadan mesleklerini sürdürmeleri sağlandı. Yeni tasarı ise askeri bir suçtan dolayı 6 ay ve daha fazla süreli hapis cezası alındığında ilk suçları olsa bile hapis yatılmasını öngörüyor. – Şu anda görev yapan askerleri ileride en çok etkileyecek hükümlerden birisi de “Birliğin muharebe hazırlığını veya etkinliğini zafiyete uğratması ya da büyük bir zarar meydana getirmesi” maddesi olacak. Bu, ilk kez askeri ceza hukukuna giriyor. Birliklerdeki personelin süre şartına bakılmaksızın yani 1 gün bile hüküm giyilse hapis yatırılacağıdır. Güneydoğu'da görev yapan neredeyse tüm birlikler bu kanun kapsamına sokuluyor. Güneydoğu'da görevli askerler tasarı yasalaştıktan sonra en basit hatalarında bile hapis yatacak. KALMAK İSTEMEYENLER Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, zorunlu hizmet gerekçe gösterilip istifa etmek isteyene istifa hakkı tanınmıyor. Büyük emek ve masraflarla yetiştirilen Silahlı Kuvvetler mensupları arasında zorunlu hizmeti tamamlayıp ayrılanların sayısının da hayli yüksek olduğu belirtiliyor. Bazılarının kendilerini attırmak amacıyla 18 disiplin puanını doldurabilmek için bilerek suç işlediği de sıkça söyleniyor. Bu, Silahlı Kuvvetlerimiz'in çok bilinmeyen bir durumudur. Kalmak istemeyeni zorla durdurmak yerine tazminatlarını ödeme koşuluyla ayrılmalarını sağlamak, silahlı kuvvetlerimizin daha motive personelle daha etkin görevler sağlaması daha uygun olmaz mı? Güneydoğu'da yaşanan olaylarla mücadele yıllardır “yönetim usulleri”ne göre yapılmıyor. Terör iyice azdıktan sonra bazı yasal değişiklikler yoluna gidiliyor. Bunda da hayli geç kalındığını hükümet yetkilileri biliyor. Bazı düzenlemeleri yapmak için bu kadar şehit verilmesi mi gerekiyordu? Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Hulusi Paşa, Milli Savunma :Bakanına demeli ki... Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |