Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Hangi soruşturmanın selametiymiş... 4/1/2015 Hangi soruşturmanın selametiymiş...Öyle bir ülke haline getirildik ki, yolsuzluk, rüşvet batağına girenlerin üzerine gidilemiyor. Öyle bir ülke haline getirildik ki, terör örgütü yolları kesip kimlik kontrolleri de yapsa, polisin mahallelere girişini de engellese, kendilerine göre karakollar kurup vatandaşı da sorgulasa üzerine gidilemiyor. Saldırıya uğrar endişesiyle asker “çarşı iznine” gönderilemiyor. Siyasetçi ve yakınlarının, terör örgütlerinin üzerine gidenler de sıkıntıya giriyor. Açıkçası olayların üzerine gitmeyenler bürokraside yükseltiliyor, gidenlere hayat zindan ediliyor, mesleklerinden koparılıyor.Bakanların, çocuklarının karıştığı 17 Aralık rüşvet-yolsuzluk soruşturmasını Cumhuriyet Savcısı Celal Kara yürütmüştü. Ne oldu Celal Kara’ya? Önce Afyonkarahisar’a sürüldü, sonra açığa alındı. Dönemin başbakanının oğlu ve yakın dostlarının isimlerinin karıştığı 25 Aralık soruşturmasını Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş yürütmüştü. Ne oldu Muammer Akkaş’a? Önce Edirne’ye sürüldü, sonra açığa alındı. Operasyonu sızdırsalardı Bunlarla kalmıyor. Büyük bir emek, sabır, özveriyle bakan çocuklarının karıştığı öne sürülen rüşvet olaylarını belgeleyen emniyet mensupları ise ya cezaevinde, ya da meslekten çıkarılmış durumda. Bu emniyet mensupları, gizlilik içinde çalışmasa, yürütülen soruşturmayı önceden bakanlara, çocuklarına bildirmiş olsa, bugün onlar cezaevinde değil, belki çok önemli görevlere getirilmiş olurdu. Anlaşılıyor ki, bu ülkede namuslu görev yapmak çok ama çok zor… Yalnız emniyet mensupları için değil, açığa alınan C.savcıları için de durum aynı. Onlar, yürüttükleri soruşturmaları bakanlara “çıtlatmış” olsalardı, belki de Yargıda Birlik Platformu’ndan hükümet kontenjanından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliğine ya da büyük bir ilin başsavcılığına, Yargıtay üyeliğine bile getirilir, açığa alınan değil, yükselen değer olurlardı. Açığa almak da nereden çıktı? 17-25 Aralık soruşturmalarının üzerinden tam bir yıl geçtikten sonra o olayları soruşturan C.Savcıları Celal Kara, Muammer Akkaş ve Mehmet Yüzgeç, HSYK’nın ilgili dairesince açığa alındılar. Savcı Zekeriya Öz’ün açığa alınmasının nedeni ise işadamının davetiyle yurt dışı gezisine çıkması. HSYK’nın daha önceki yaygın uygulamalarına baktığımızda, hakkında soruşturma açılan C.Savcılarının açığa alınmadığı anlaşılıyor. En fazla, görev yaptığı ilden alınıyor, başka bir ile geçici olarak gönderiliyordu. Ama buna da uyulmadı. Savcılar zaten İstanbul’dan uzaklaştırılmışlardı. Bununla yetinilmeyip, bu kez “soruşturmanın selameti” için açığa alındılar. Devlette, “soruşturmanın selameti” sözcükleri sıkça kullanılır ve soruşturmaya müdahale etmemeleri, belge karartmamaları, görevliler üzerinde baskı kurmamaları için ya görev yeri değiştirilir ya da açığa alınır. Bu hakim ve savcılar için de geçerli. Açığa alınan savcıların durumunu incelediğimizde ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Soruşturmaları ellerinden alınmıştı. Bununla yetinilmeyip İstanbul dışına gönderildiler. AKP’li siyasetçilerin çocuklarını, onlara yakın işadamlarını soruşturursanız bunlar yetmez. Bir de açığa alınmanız gerekir. HSYK da böyle yaptı. Kapatılan soruşturma Peki, soruşturmaları ellerinden alınmış, il dışına gönderilmiş olan savcıların karartacağı, müdahale edeceği soruşturma kalmış mı? Soruşturmaları ellerinden alınan savcının yerine, bu soruşturmayı yürütmesi için savcı görevlendiriliyor. O savcı da, “kovuşturmaya yer olmadığı”na karar veriyor. Bazı siyasetçi ve emniyet mensupları, bu karara itiraz etti ama değişen bir şey olmadı. Dosyaları en azından “şimdilik” kapatıldı, paraları faiziyle birlikte kendilerine iade edildi. Tüm bunlar olurken, soruşturmayı başlatan savcıları “soruşturmanın selameti” adına açığa alıyorsunuz. Peki ortada o savcıların soruşturacağı, müdahale edebileceği yürütülen soruşturma dosyaları var mı? Yok. O zaman bu savcıları cezalandırmak niye? Örneğin, İstanbul’a 448 kilometre uzaklıkta bulunan Savcı Celal Kara, kapatılmış dosyanın neresine nasıl müdahale edecek? 17 Aralık olaylarının bir parçası olan 4 bakanla ilgili TBMM’de oluşturulan Soruşturma Komisyonu, son anda bir değişiklik olmazsa eski bakanların Yüce Divan’a sevk edilip edilmeyeceğine ilişkin kararını verecek. 9’u AKP’li, 4’ü CHP’li, 1’i MHP’li üyeler belgeleri inceledi, şüphelilerin lehinde olacak bütün tanıkları dinledi. Peki, açığa alınan savcılar, cezaevine konulan ya da meslekten çıkarılan emniyet mensuplarını neden dinlemediniz? Vicdanınız size ne söylemiş öğreneceğiz… Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Hangi soruşturmanın selametiymiş... Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |