Fener Savcılarına yapılan zulümdür

Ülkemizde yolsuzluk iddialarının üzerine gitmek meğer ne zormuş…Bunu, Deniz Feneri e.V’nin, Türkiye ayağını soruşturan C.Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün başyını gelenlerle tüm yargı mensupları da gördü. Yargıda, yaygın bir biçimde kullanılan bazı belgelerin, ilgili olmayan bölümlerinin kapatılarak gönderilmesi kimsenin değil, sadece Deniz Fenerini soruşturan C.Savcıların başını yaktı. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 3 savcı hakkında “kovuşturma izni” verdi.

Soruşturma için görevlendirilen iki müfettiş, iddia konularıyla ilgili dosyaları değil, 137 klasörü mahkeme kararı olmadan C.Savcılarından elinden aldı. İçeriğini öğrendi. Savcılar soruşturmadan alındı. HSYK Başkanı ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin, savcıların suç işlediğini açıkladığına göre, soruşturmayı yürüten HSYK müfettişlerinin vereceği raporun içeriğini de tahmin etmek zor değildi. Savcılar hakkında dava açılması önerildi. SÖZCÜ, bunu geçen Pazartesi günü okuyucularına duyurdu. HSYK’da, müfettişlerin önerisi doğrultusunda kararını verdi.

Oysa, o belgede bir Savcının imzası var
Savcılar hakkında şikayet 27 Temmuz’da yapıldı, 27 Eylül’de kovuşturma izni verildi. Bir de “yargı hızlı çalışmıyor” deniliyor! İş, Deniz Feneri olunca, bu soruşturmanın “köstebeklerini” ortaya çıkarmaya geldiğinde işlemlerin de hızlandığı gözlendi.

Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten C.Savcıları da hep mercek altında tutuldu. “yanlış yapmaları” beklendi. Onlar da inadına hata yapmadılar. Tek hataları belki soruşturmanın uzamasıydı. Soruşturmanın kasıtlı olarak uzatıldığı iddiaları gündeme getirildi. Soruşturmanın hemen hiçbir aşaması basına sızmadı. Soruşturma bu yönüyle de hep örnek gösterildi.

Oysa, savcıların suçlanmasına neden olan belgenin ilgisiz bölümlerinin kapatılmasını konusunun Adalet Bakanı tarafından 1,5 yıldır bilmesine rağmen soruşturma açılmasına gerek duyulmadı. Ne zaman, şüpheliler gözaltına alındı, tutuklandı ve yeni operasyon hazırlıkları başladı, işte o zaman savcılara “durun” denildi.

Haklarında kovuşturma kararı verilen C.Savcılarından birisiyle konuştum. Soruşturmanın içeriğiyle ilgili tek kelime etmedi. Ama yapılanın da C.Savcılarına, hakimlere gözdağı olduğuna inanıyor. Yaptığı işlemler için “Vicdanım rahat, alnım ak, verilemeyecek hesabım da yok” dedi.

Suçlandıkları konu mahkeme kararının ilgisiz olan bölümünü kapatmaksa, bu belgenin üst yazısında üç C.Savcısının değil, bir C.Savcısının imzası bulunuyor. Madem böyleyse, niçin soruşturmadan 3 savcıdan da alınıyor, niçin üçü hakkında kovuşturma izni veriyor. Açıkçası, birileri bu C.Savcılarının gitmesini istemiş mesele bu…

Mesleklerinden ihracı bile gündemde
HSYK, müfettiş raporuna dayanarak savcılar Türkaslan, Yaren ve Tamöz hakkında kovuşturma açılmasını uygun bulduğuna göre, savcıların da bu karara itiraz hakkı var. HSYK’nın kararında bir değişiklik beklenmiyor. O zaman ikinci itiraz HSYK Genel Kurulu’na yapılabilecek. Açıkçası, oradan da HSYK’nın kararından farklı bir karar çıkmayacağı tahmin ediliyor.
İşte, bu aşamalardan sonra HSYK, dosyayı Sincan Başsavcılığı’na, oradan da Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitmesi gerekiyor. Mahkemenin “son soruşturmanın Yargıtay’da açılması”na karar vermesi halinde, savcıların yargılanmasına Yargıtay 4 ya da 11. Ceza Dairesinde başlanacak.
Yargılamayla iş bitmiyor. Savcılar hakkında HSYK tarafından disiplin soruşturması da açılacak. “Yer değiştirme” ya da “meslekten çıkarma” cezaları da verilebilir. HSYK, disiplin cezası vermeden önce Yargıtay’da başlayacak davanın sonucunu da bekleyebilir.

Artık “Deniz Feneri” de yok
Ne yapmış bu savcılar? Uyuşturucu kaçakçılarını mı kollamış, rüşvet mi almış, soruşturmayı mı savsaklamış, birilerinin kontrolüne mi girmiş? Özel Yetkili mahkemelerin bilinen rutin uygulamasının bir benzerini yapmış, bir kuruluşa gönderilen yazıda, ilgisi olmayan bölümü kapatmış.
Hükümetin gündeminde adına “Demokratik” dedikleri bir Anayasa değişikliği var. Daha önce “ileri demokrasi, daha fazla özgürlük” deyip HSYK, Anayasa Mahkemesi bugün şikayet edilen konuma getirildi. CHP’nin gündeminde ise HSYK’nın, Anayasa Mahkemesi’nin bugünkü yapısını ortadan kaldırmak var. Yargıtay’ın durumu ise yıllarını yargıya verenlerin bile istifalarına yol açacak konumda. Peki CHP, Anayasa’da HSYK’nın bu haliyle kalmasına nasıl razı olacak?

Deniz Feneri soruşturmaları elinden alınan, haklarında dava açılması öngörülen C.Savcılarının başına gelenler, kuşkusuz diğer meslektaşları tarafından da yakından izleniyor. Aldıkları mesaj da “dokunan yanar” oluyor.

Görünen o ki, C.Savcıları “denize atılmış” dalgaların ortasına bırakılmış gibi…Umut ışığı olabilecek Deniz Feneri de yok…
------------

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş

Saygı Öztürk > Fener Savcılarına yapılan zulümdür

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti

Takip et: @saygi_ozturk

..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021

Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020

Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019

Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019

Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007

twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası