Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Emniyet'te kavga yaşanırken, operasyonun perde arkası 31/5/2013 Emniyet'te kavga yaşanırken, operasyonun perde arkasıEmniyet’in gündeminden “cemaat” hiç eksik olmaz. Bunların kim oldukları, kime yakın oldukları, ilişkileri, o göreve niçin getirildiği de bilinir. Dönemine göre bunlar bazen öne çıkar, bazen de kendilerini çok iyi gizlemeyi başarırlar. Emniyet’te Fethullahçı yapılanma birdenbire bu noktaya gelmedi. Geride en az 25 yıllık bir süreç var.Bazı emniyet mensuplarını dinlediğim zaman yıllar önce bir derginin kapağındaki başlığı anımsadım. Orada “Emniyet, Fethullah’a emanet” diye yazıyordu. Ancak Emniyet’e haksızlık yapmayalım. Onların içinde Atatürkçü, çağdaş onbinlerce insan var. Namazını da kılar, orucunu da tutar ama kendisini asla cemaatin içinde görmez. Cemaat içinde yer almadıkları için haksızlıklara da uğrar… Ancak onlar için “Devletin polisi” olmak yeter… Kahraman gibi gösteriliyor 15 Mart’ta, “Emniyet İstihbarat Dairesi’nde operasyon” yapılacağını, Başkan Ömer Altıparmak’ın görevden alınacağını ardından da dairede önemli değişiklikler olacağını duyurmuştuk. O yüzden yapılan değişiklikler bizim için sürpriz olmadı. Çünkü, Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişleri, Başbakan’ın çalışma ofisinde bulunduğu öne sürülen “böcek”ten sonra soruşturma başlatmış, birinci şüpheli olarak İstihbarat Dairesi görülmüş, “hükümet-cemaat kavgası”nın yansıması olarak değerlendirilmişti. Ömer Altıparmak’ın yerine Engin Dinç’in atanmasından sonra özellikle cemaate yakın yayın organları, Dinç’i hedef tahtasına oturttu. Hrant Dink’in öldürülmesinde Dinç’in gö-revini ihmal ettiğini öne sürdüler. Oysa konuyu araştırdığımızda bu kişinin Dink’in vurulacağını 17 Şubat 2006’da rapor ettiği anlaşılıyor. “Ergenekon”, “Balyoz” gibi operasyonları yapanların tasfiye edildiğini öne sürüp dizlerini dövenler de var. Ama unutmayalım, bu davalarla ilgili en çok gündeme getirilen de sahte belgelerdi. Hakimlerin, cumhuriyet savcılarının, emniyet mensuplarının telefonları IMEI numaraları üzerinden mahkeme kararı aldırılarak dinlenmemiş miydi? Hanefi Avcı’nın kitabına konu olanlar hep bu dairede yapılanlarla ilgili değil miydi? Kendi başkanlarına oyun Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, başına gelen olayların sorumlusu olarak bir zamanlar başkanlığını yaptığı bu daireyi göstermedi mi? Sabri Uzun, daire başkanlığı döneminde eşi ile birlikte otomobile binerken, bu dairenin mensupları tarafından gizlice fotoğrafları çekilmedi mi? Kendi başkanlarına bunları yapanların, başkalarına neler yapabileceğini varın siz düşünün… Aslında öteden beri hep gündemde olan bu dairenin, polis müfettişlerince değil Başbakanlık Teftiş Kurulu, Mülkiye Müfettişleri tarafından ciddi bir denetime tabi tutulması gerekiyor. Tabii ki bu daireyi tanıyan bazı kişilerin de görüşlerini alıp kapsamlı araştırma yapılması halinde çok şeyler çıkabileceği de ifade ediliyor. Göreve getirilenler için “cemaat” yayın organlarında, “Geçmişte istihbarat hizmetlerinden çıkarılmış ya da ceza almış olan kişiler” olduğu öne sürülüyor. Bu daireyi yakından bilen kişinin değerlendirmesi ise “Görevden alınmalar ve yerlerine yapılan atamalarda yüzde 90 isabet var. Yüzde 10 ise eksiklik var” oluyor. Aynı kişi sözlerini şöyle sürdürüyor: “Sadece merkezde görevli şube müdürlerinin değişmesiyle amaca ulaşılmaz. Yerlerine getirilen kişilerin, kendi mesai anlayışını uygulayacak kadro yoksa, bu durum esası etkilemez, cemaatin gücü eksilmez.” Eski başkan ne diyor? Emniyet’te “Fethullahçı yapılanma” iddialarını da içeren Hanefi Avcı’nın kitabında, cemaat yapılanmasının İstihbarat Dairesi’ndeki durumu da anlatılmıştı. İddiaları soruşturan Mülkiye başmüfettişleri Ferda İleri, Mustafa Yavuz, İlhami Doğan ile Polis Başmüfettişi Necat Özdemir’in hazırladığı rapor elimde… İfadesine başvurulan isimler arasında yer alan dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak da, birçok emniyet mensubu gibi “cemaati hiç duymadık” diyenlerden. İddiaları şöyle cevaplandırıyor: “25 yıllık emniyetçiliğimin 19 yılı istihbarat birimlerinde geçti. Ben görev yaptığım süre içerisinde gerek İstihbarat Dairesi Başkanlığı ve gerekse taşra birimlerinde bir cemaat yapılanmasına yahut herhangi bir ideolojik gruplaşmaya rastlamadım. İstihbarat personeli de toplumun bir bireyi olması hasebiyle ülkeyi yönetenlere, tarihi şahsiyetlere, kanaat önderlerine, siyasi parti liderlerine saygı ve sevgi duyabileceği gibi bunlardan hoşlanmayabilir. İstihbarat personeli için önemli olan bunu görevine yansıtmamasıdır. İstihbarat personeli zaten bu özelliğe sahip personel arasından seçilmektedir. Bana göre cemaatçi yapılanma yahut ideolojik bir örgütlenmenin istihbarat ünitelerinde varlığı söz konusu değildir. Böyle bir yapılanmanın istihbarat birimlerinde oluşması da imkansızdır.” “Böyle bir yapılanma asla yok” diyenlerin daha sonra nasıl aldatıldıklarını da dinlemiştik. Bunun en somut örneği de Hanefi Avcı’dır. --- Not: Emniyet'te Fethullahçı yapılanmanın ayrıntılarını "Okyanus Ötesindeki Vaiz" isimli kitabsımda bulabilirsiniz. Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Emniyet'te kavga yaşanırken, operasyonun perde arkası Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |