Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Ekmeleddin İhsanoğlu, Saygı Öztürk'e konuştu 4/7/2014 Ekmeleddin İhsanoğlu, Saygı Öztürk'e konuştuİstanbul-Yeniköy’de, Kalender Orduevi’nin arkasında ki deniz manzaralı arsada “Dostlar” bir araya gelip kooperatif kurmuşlar. Adını da “Dostlar Kooperatifi” koymuşlar. Ortaklar arasında Turgut Özal, NHevzat Yalçıntaş gibi ünlüler de var. Bu kooperatifin ortaklarından Turgut Özal, önce Başbakan, ardından Cumhurbaşkanı seçildi. Aynı siteden Prof.Dr.,Ekmeledddin İhsanoğlu da Cumhurbaşkanı adayı oldu. Komşularının çoğu, sitenin uğruna inanıyor ve Ekmeleddin Beyin adaylığını yürükten destekliyor.Ekmeleddin İhsanoğlu’nun evi de sade döşeli. Balkonda çiçekleri. Boğazdan geçen gemileri görüyorsunuz. Daha 10 gün öncesine kadar kitaplarıyla, araştırmalarıyla, çiçeklerle, bahçeyle uğraşan Ekmeleddin Bey, şimdi zorlu bir yarışa girdi. Ama karşısında dev bütçeli Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında parasız-pulsuz sayılan bir aday. Yanında, çevresinde olanlar da gönüllü olarak onun çalışmalarına destek oluyor ve sonuna kadar da olmaya devam edecekler. Bunlarz arasında televizyon sunucusu Özlem Gürses, gazeteci-yazar Mete Belovacıklı’yı, foto muhabiri Volkan Yıldırım’ı görüyorum. Ortanca oğlu Aziz’in eşi Başak Hanımla taşınıyoruz. Avukat olan Başak Hanıma da, babasının adaylığı sürpriz oldu. Ancak, partilerin ortak aday olarak göstermesinden de son derece mutlu olduğunu belirtiyor, “Kayınbabamı hakkında çok yanlış söylemler var. Bu düşüncede olanların, aileyi tanımaları lazım. En çok bizi rahatsız eden, babamın şer8aitçı, Atatürk’e karşı olduğuna ilişkin sözler oluyor. Oysa onun Atatürk, laiklik, Cumhuriyet ile ilgili düşünceleri çok net. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın. Ben de İzmirli bir ailenin kızı olarak böyle bir kayınpederim, Füsun Hanım gibi bir kayınvalidem olduğu için mutluyum” diyor. Din-siyaset ilişkisi İki Yozgatlı bir araya geldik. Ekmeleddin Bey, Yozgat ziyaretini anlatıyor, hemşerilerinin ilgisinden son derece duygulandığını, aynı ilginin gittiği ilçelerde de gösterildiğini belirtiyor. Tanınmadığına ilişkin iddiaları hatırlattığımda şunları söylüyor: “Aslında kamuoyunun ‘tanımıyor’ denmesi biraz doğru bir ifade değil. Çünkü ben 1980 senesinden itibaren İstanbul da önemli bir görevde bulundum. Orada çok sayıda yaptığımız yaptığımız kültürel, sanatsal faaliyetleri, topladığımız uluslararası sempozyumlar, seminerler, konferanslar, benim yazdığım kitaplar vs, verdiğim konferanslardan dolayı İstanbul da ve Türkiye’ deki kamuoyu tanımıştır. Daha sonra 2005 ten itibaren genel sekreter görevine geldiğim günden itibaren daha geniş halk kitleleri tanımaya başlamıştır. Televizyonların ve gazetelerin verdiği ölçüde benim yaptığım faaliyetler benim yaptığım ziyaretler devlet başkanlarıyla görüşmelerim, güvenlik konseyinde yaptığım konuşmalar, değişik devlet başkanlarıyla, hükümet başkanlarıyla, dışişleri bakanlarıyla yaptığım görüşmeler doğuda batıda İslam dünyasında, Afrika da, Asya da, Avrupa’da, Amerika da, Rusya’da bunlar yazıldı. Resimler çıktı. Sayın Putin’le, Medvedev’le, Obama’yla, Shirak’la, Pakistan Cumhurbaşkanıyla, Suudi Kralıyla hepsi çıktı. O bakımdan ‘tanımıyoruz’ diyenler biraz herhalde bu bilgilerin dışında kalan insanlar diyelim. “Türkiye bunu aşmış olmalı” Ekmeleddin Beyi, sanki Atatürk düşmanıymış gibi gösterme gayretleri var. İster istemez ben de “Atatürk’ü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda bazı kuşkular var” diye soruyorum. Bu soruya şu karşılığı veriyor: “Tahmin ediyorum bunlar giderildi. Çünkü benim yaptığım konuşmalar, kitaplarımdaki referanslar, Atatürk hakkında şüpheleri giderdi. Çünkü benim şimdiye kadar Atatürk hakkında böyle ters anlaşılacak bir sözüm yok. Değişik vesilelerle yaptığım beyanlar ayrıca Anıtkabir defterine yazdığım yazı, hepsi benim görüşlerimi çok açık şekilde, Anayasa da belirtilen Türkiye’nin, Türk devletinin, Cumhuriyetinin sabit ilkeleri, değişmez ilkeleri ifade ettim. Türkiye bunu aşmış olması lazım.” Din siyasete, siyaset dine karışmamalı Türkiye’de en büyük sermaye, din tüccarlığı. Siyasetin bir numaralı malzemesi olmaya devam ediyor. Ekmeleddin İhnsanoğlu’na “siyaset-din ilişkisini” soruyorum. Cevabı şöyle oluyor: “Benim bu konudaki fikrim çok açıktır. Ben bunu, Amerika’da, İngiltere’de, Rusya’da da basılan ‘Yeni Yüzyılda İslam Dünyası’ kitabımda belirttim. Din siyasete karışmamalı, siyaset dine karışmamalı. Dini meseleler, dünyevi meseleler, siyaset, dünyevi meselelerle ilgilidir. Siyasetin dine karışmaması, dinin siyasete karışmaması yani laikliği savunduğumu ben açık açık söylüyorum. Bunun kötü örneklerine işaret ettim. İşte fazla geçmişe, geriye gitmemek lazım. Bu gün Irak’ta, Suriye’de yaşadığımız büyük sıkıntılar, bu parlayan ateşler bize de sıçrayabilecek ateşlerin temelinde dini siyasete alet etmek, mezhebi siyasete alet etmek ve din, mezhep konusunda aşırılığa gidildiğinde şiddeti kullanmak. Bütün bularla özellikle genel sekreter olarak uğraştım ve bu radikalizme, fanatizme bu taassuba, bu kör taassuba karşı olduğumu söyledim. “Buna izin vermemeliyiz” Türkiye’de din sömürüsü alabildiğine yayın. Bunu İhsanoğlu’na hatırlatıyorum ve görüşlerini dinliyorum: “Bu Sıkıntılarını hep çekmişizdir. Bugün içinde dinin siyasete tahakkümüne müsaade etmememiz lazım. Çünkü yine bu bizi sıkıntıya sokacaktır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın son konuşmasını takip etme imkanım olmadı. Prensip itibariyle dinin siyasete alet edilmemesinin, siyasetin dine alet edilmemesini arzu ediyorum ve herkesin buna dikkat etmesinin memleketimiz için daha hayırlı olacağına inanıyorum. Bence artık Türkiye bu meseleyi aşmış olması lazım. Yani artık biz bu meseleleri arkamızda bırakmış olarak bu münasebeti, din- siyaset münasebetini rahatlatmış olmamız lazım gelir.Din- siyaset ilişkisi konusunda ifade ettiğim prensiplere, fikirlere elbette kendim riayet edeceğim. Tavrım bu olacaktır. Yani dini siyasete, siyaseti dine karıştırmak istemiyorum. Başbakanın söylemediği kelime Erdoğan, açıklamalarında “Türk milleti” sözcüklerini kullanmıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu, “Ben kullanıyorum” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Doğrusu, Başbakanın ‘Türk Milleti’ deyip demediğine ben dikkat etmedim. Bundan sonra dikkat edeceğim. Ben bu millete mensup olmaktan dolayı iftihar ediyorum. Hayatım boyunca bu gururu bu onuru taşıdım. Özellikle siz eğer yurtdışında doğmuşsanız Türk milletine aidiyetiniz sizin için çok önemli bir varlık sebebi oluyor. Belki içerde doğsanız, büyüseniz aynı hassasiyete olmazsınız ama dışarıda, gurbet diyarında doğduğunuz için sizi doğduğunuz günden itibaren ‘Türk’ diye tanımlıyorlar ve siz bu Türklük anlayışı içinde büyüyorsunuz ister istemez. Şuur altında bellek hissinin en temel unsuru, en temel özelliği oluyor. “Huzur, güven yaratacak biri” Eşi Füsun Hanım da Ekmeleddin Beyin yurt gezilerine katılacak. Örneğin Trabzon’da yanında olacak. Ekmeleddin Beye, illerde ne gibi mesajlar vereceğini soruyorum. Anlatıyor: “Bu bir cumhurbaşkanı seçimidir. Milletvekili, belediye başkanı seçimi değil. Bu devlete bir baş seçmektir. Bu seçim sonucunda göreve gelecek insanın nasıl bir insan olduğunu anlatmak lazım. Milletin tercihini hangi istikamette kullanması gerektiğini anlatacağız. Yani ülkede huzur yaratacak, güven yaratacak, milletin korkusuz, güven içerisinde yaşamasını sağlayacak, aynı zamanda ülkemizin komşularıyla, bütün dünyayla ilişkilerinin istikrar içerisinde, huzur içerisinde olması ve ülkenin itibarlı, saygın hale gelmesi hedeflenmelidir. Cumhurbaşkanının siyaset dışı veya siyasetin üstünde olmalı. Siyasi tartışmalarda biz diyoruz ki Cumhurbaşkanı siyasi taraf olmamalı. Siyasi bir programla gelip, devletin mekanizmalarına, Anayasal kurumlarına bu yaklaşımla yaklaşmaması lazım gelir. Yani Cumhurbaşkanı Anayasanın 104. Maddesine göre devletin başıdır. Cumhuriyetin ve milletin bütünlüğünü temsil eder, Anayasanın uygulanmasını gözetir, devlet kurumlarının arasındaki uyumlu çalışmayı sağlar. Yani temel fonksiyonu budur. Yarın: Güneydoğu olaylarına nasıl bakıyor? Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Ekmeleddin İhsanoğlu, Saygı Öztürk'e konuştu Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |