Eğitime darbe şûrası

Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı’na ait salonun adı “Şura Salonu”dur. Bugüne kadar bütün şuralar Ankara’da yapılmışken, 19’uncusu Antalya’da lüks bir otelde bugün başlıyor. Bakanlık şura salonu ise konserler, gösteriler için kiraya veriliyor. Çoğuna “yandaş” denilen 600 kişinin katılacağı ve cuma akşamına kadar devam edecek toplantı için yine 5 yıldızlı oteller, uçaklar, karşılamalar, uğurlamalar derken devletin milyonları harcanacak. Hadi harcamalar bir yana öğretmenden, öğrenciden, halktan kopuk gizli-kapaklı şuralar ne oluyor? Artık bakanlığın her toplantısını Antalya’da yapmak, belli otel sahiplerine de destek çıkmak zorunda mısınız?

Eğitim adına iyi şeyler beklemeyin. Son dakika önergeleriyle eğitimi nasıl daha din eksenli yapabilmenin planları yapılıyor ve bu öneriler oy çokluğuyla şura kararlarına giriyor. Milli Eğitim Bakanlığı, şura kararlarını uygulamakla yükümlü değil. Ancak işine gelen bir düzenlemeyi yaparken, “Efendim bunlar 19. Milli Eğitim Şura kararıdır. Biz bunu uyguluyoruz” deyip kenara çekiliyor.

İlk adım sendikadan

Bu köşenin okurlarına eğitim adına hangi adımların atılacağını çok önceden duyuruyoruz. Bütün okullarda imam hatip lisesi programlarının uygulanacağını da, türbanın önce imam hatip liselerinde sonra kademeli olarak diğer okullarda serbest bırakılacağını da, bütün okullarda mescit açılacağını da belirtmiş, sıranın kız ve erkek sınıflarını, daha sonra da okullarını ayırmaya geldiğini eklemiştik. İşte bunun için şurayı bir fırsat olarak görenler var.
Eğitim Bir-Sen’in arkasında hükümet var. Eğitim alanında atılmasını istediği adımları önce bu sendika dillendiriyor, arkasından da “Efendim en çok üyeye sahip eğitim sendikasının da bu konuda başvurusu, önerisi var” denilip, gereği yerine getiriliyor. Üye sayısı yüksek bazı öğretmen sendikalarının gücü iyice kırılmış olacak ki, etkili eylem dönemini kapatmış, bakana yalvarma dönemine girmişler. Bunlar, sendikacılıkla bağdaşmıyor.

Bazı öğretmen sendikalarının, hükümete yakın olabilmek için Eğitim Bir-Sen’le adeta yarış içine girdikleri de dikkat çekiyor. Hiç ama hiç uğraşmasınlar. Bu politikalarla sendikacılık değil ancak “yandaşlık” yapılabilir. Hükümetin de sizin gibi yandaşa açıkçası ihtiyacı kalmamış.

“Reform” yutturmacası

Bugün başlayacak Milli Eğitim Şurası’nın gündeminde “Öğretim programları ve haftalık ders dağıtım çizelgesi”, “öğretmen ve eğitim yöneticilerinin niteliğinin artırılması”, “okul güvenliği” bulunuyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Bir Sen’e teslim edildiği için onların gündeme getireceği ve oylama sonucu kabul ettireceği dini içerikli kararların alınması da sürpriz olmayacak. Laik eğitimden hızla uzaklaştığımız bir dönem yaşanıyor. Ömer Dinçer’le başlayan bu süreç, Nabi Avcı’yla devam ediyor. Bugüne kadar şura raporları önceden basına dağıtılır, kamuoyunda tartışılırken, bu kez hiçbir rapora ulaşmak mümkün olmadı.

Eğitimde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri dışında müdür ve yardımcısı olarak atanacak kimse yok mu? Tabii ki onlar da olacak ama hani nerede dilinizden düşürmediğiniz kıdem, başarı, liyakate göre atamalar. Gelen her bakan ders programları, sınav sistemleriyle bu kadar oynamak zorunda mıdır? Eğitime vurulan her darbenin “reform” diye yutturulmasına ne zamana kadar seyirci kalınacak?

“Dama OYUNU meslek elemanı”

Şura gündeminde yer alan “öğretim programları”yla ilgili hazırlanan raporlar gerçekten son derece komik ve işi bilmeyen insanların bugün etkili görevlerde olduğunu ortaya koyması yönünden de çok çarpıcı… Halk eğitim merkezlerinde “Aile ve Tüketici Bilimleri”, “Spor ve Müzik Gösteri Sanatları” alanlarında “Dama”, “Taekwondo”, “Aile olma”, “Evlilik öncesi eğitim”, “Uyuşturucu, sigara bağımlılığından korunma”, “Halk oyunları”, “Futbol”, “Görgü kuralları” modüler eğitim programları bulunuyor.

İsimlerini gördüğünüzde her şeyin normal, halk eğitim merkezlerinin yetişkin vatandaşları sosyal, kültürel, sanatsal veya sportif alanlarda eğitmeye ve geliştirmeye yönelik kurs programları olduğunu değerlendirebilirsiniz. Buraya kadar her şey normal.

Programların kapağını çevirdiğinizde içerikte “meslek tanımı”, “mesleğin seviyesi”, “meslek programına giriş koşulları”, “programı bitirenlerin istihdam alanları” gibi ifadeleri görüyorsunuz. Yani, Milli Eğitim Bakanlığı “Dama meslek elemanı”, “Evlilik öncesi meslek elemanı”, “Uyuşturucu bağımlılığından korunma meslek elemanı”, “Futbol meslek elemanı”, “Taekwondo meslek elemanı”, “Aile olma meslek elemanı” gibi dünyada örneği olmayan meslekler ve buna paralel müfredat programları uydurmuş. Yani her şeyi meslek yapmış.

“Dama oyunu meslek elemanı” programı uygulayan bakanlık, yakında “Bahis”, “Kupon”, “İddaa”, “Spor-Toto” gibi meslek elemanı kurs programları da uygularsa şaşırmayın.

Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş

Saygı Öztürk > Eğitime darbe şûrası

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti

Takip et: @saygi_ozturk

..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021

Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020

Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019

Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019

Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007

twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası