Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Deniz Feneri soruşturmasında dilekçe skandalı 28/2/2011 Deniz Feneri soruşturmasında dilekçe skandalıDeniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten C.Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün görevden alınması için dilekçenin verilmesi gereken HSYK Başkanlığı’dır. Ancak, Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’ın avukatı bu dilekçeyi Cumhurbaşkanına, Başbakana, TBMM Başkanına, Ankara Cumhuriyet Savcısı’na gönderiyor, soruşturma savcılarının görevden alınmasını talep ediyor. Soruşturmanın bitmesi bile beklenmeden Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş, soruşturmayı “Savcılar yıpranmasın!” diye bunlardan alıyor.Dün, tatil günü olmasına rağmen 3 savcı makamlarındaydı. 136 klasörlük dosyaları, meslektaşları Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş’a teslim ediyor, soruşturmanın seyri hakkında onları bilgilendiriyordu. Savcılara yapılan korkunç bir şey Deniz Feneri soruşturmasının ellerinden alınması, C. Savcıları üzerinde nasıl bir etki yarattığını sorduğum kıdemli C.Savcısı şunları anlattı: “Ankara adliyesinde, soruşturması elinden alınan ilk savcılar onlar oldu. Bu, savcılar için yıkımdır. Yeni bir operasyon dalgası başlatılacağı, yeni bilgilere-belgelere ulaşılacağından endişe edildiği için bu çalışma ellerinden alındı. Açıkçası, bir yerlere ulaşması engellendi. Yapılanlar karşısında 3 savcının da psikolojisi bozulmuştur. Yapılan korkunç bir şey…” Savcıların elinden daha önce soruşturma alınmazken, Ankara Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş, niçin böyle bir yola başvurdu? Kendisine ulaşamadım. Alınmanın nedenini C.Savcısından dinliyorum: “Bugüne kadar savcıların elinden dosya alınmıyor. Çünkü, savcılar üzerinde bağlı oldukları Başsavcı vekilinin denetimi vardır. Başsavcı vekili kabul etmediği sürece sanıklar hakkında iddianame hazırlayamaz, takipsizlik, tutuklama ya da tahliye talebinde bulunamazlar. Her işlemi Başsavcı vekili görür. Önce, savcıların bağlı bulunduğu Başsavcı vekili Nuri Yiğit, bir hafta sonra da haklarında şikayet olduğu gerekçe gösterilerek 3 savcı soruşturmadan alındı. . Savcılar hakkında şikayet olabilir. Ancak, bu onların apar-topar görevden alınmasını gerektirmez. Ortada sonuçlanmış soruşturma dosyası da yok. Bu şekilde görevden alınmak büyük haksızlıktır, büyük darbedir.” O, savcı adaylarına şunları anlatıyordu Savcı Mehmet Tamöz, bundan sonra izin verirler mi bilmiyorum ama Adalet Akademisi’nde derse girdiğinde Savcı adaylarına şunları anlatıyordu: “Savcı, yürekli ve cesaretli olmalıdır. Yüreği, cesareti olmayan C.Savcısı, başkalarından emir alır. Hak, hukuk mücadelesi veremezler. Kendinizi yürekli ve cesur görmüyorsanız, bu mesleğe hiç girmeyin.” Savcının, savunmasında ki en ilginç bölümlerden birisi, “Cesaretim kırılırsa bu meslekte kalmayacağım da bir gerçek. Bu durumda, limon satarım” oldu. Mehmet Tamöz, aslen Nevşehirli ama ailesi Mersin’de sebzecilik, meyvecilik yapıyor. Savcı, “Evet, Öğrencilik yıllarımda ben de limon sattım. Yani laf olsun diye değil, gerçekten bu işi yaptım. Bundan sonra da Mersin’e gider, ailemin yaptığı iş olan limon satıcılığına da başlarım” diyor. “Gerçek mi?” diye sorduğumda “kimsenin tereddüdü olmasın” karşılığını verdi. Savcı Tamöz’ün, savunmasından bir bölüm dikkatimi çekiyor: “Hiçbir zaman şüphe içinde bulunan bir kişiyi soruşturma dışına alarak hakkında soruşturma yapılmamasını sağlamış değilim. Bu konudaki teklifleri de kendime ve onuruma bir hakaret ve şerefimin ihlal edilmesi teklifi olarak değerlendirmişimdir.” Görevden alınmada dilekçe skandalı Deniz Feneri e.V soruşturmasını yürüten C.Savcıları, şüpheli 18 kişinin mallarına mahkeme kararıyla tedbir koydurmuşlardı. Savcıları HSYK’ya şikayet eden iki sanığın avukatı, şirketlere tedbir konulduğunu baştan beri bilmesine rağmen, hiçbir mahkemeye itirazda bulunmamasına, uygulamanın hukuki olduğunu kabul etmesine rağmen, HSYK’ya yapılan şikayette ilginç bir dilekçe ortaya çıktı. Bu belgeye göre Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne dilekçe verilmiş gibi gösteriliyor. Sanık avukatı, şikayet dilekçesinde, Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne verdiğini belirttiği bir dilekçenin örneğini, savcıları HSYK Başkanlığı’na, Başsavcıya şikayet ettiği dilekçenin ekine de koyuyor. Verilmeyen belge, verilmiş gibi gösterilmiş Görevden alınan Nadi Türkaslan, “dilekçe skandalını” savunmasında şöyle yazıyor: “HSYK ve Başsavcılığa avukat tarafından verilen dilekçenin ekinde 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçe de eklenmiştir. Mal varlığına koyduğumuz tedbir nedeniyle yaptığım işlem nedeniyle mahkemeye itiraz edildiği, bu itiraz üzerine verilen kararı bile uygulamadığım izlenimi yaratılmaya ve Başsavcılığı etkilemek amaçlanmıştır. Dilekçe ne Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne ne de bir başka mahkemeye verilmemiştir. Hiç işleme konulmamış dilekçenin, verilmiş gibi gibi, resmi bir makama sunulan dilekçenin ekine konulması, şikayet edenlerin ne kadar maksatlı, iyi niyetten uzak, soruşturmayı etkilemeye, soruşturmadan alınmamıza yönelik olduğu açıktır. Nitekim, henüz bu savunmamı müfettişlere sunmadan önce, 26 Ağustos tarihi itibariyle soruşturmayı yürüten C.Savcıları bu soruşturmadaki görevlerinden alınmış, böylece amaç gerçekleştirilmiştir.” Nadi Türkaslan, savunmasının sonunda şunları belirtiyor: “Mallarına tedbir konulduğu 18 Mart 2010 tarihli mahkeme kararı ellerinde olmasına rağmen, o tarihten bu yana herhangi bir yasal yasal yola başvurulmamış olması ya da hakkımda şikaytte bulunulmaması, görevden alınmamızla sonuçlanan şikayetin iyi niyetli olmadığını da göstermektedir.” -------------- Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Deniz Feneri soruşturmasında dilekçe skandalı Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |