Saygı Öztürk

 

Gazeteci Yazar
SAYGI ÖZTÜRK


Saygı Öztürk > Dadaab kampında Somalilerle birlikte
31/8/2011

Dadaab kampında Somalilerle birlikte

İç çatışmalar, kuraklık Somali’yi yaşanmaz hale getirmiş. Herkes canını kurtarmanın telaşı içinde. Yürüyerek, eşeğiyle, devesiyle dağlar, tepeler, çöller aşıp Kenya sınırını geçiyor ve oradan da yaklaşık 100 kilometre daha ilerledikten sonra kamp bölgesine ulaşılıyor. Hemen her gün 800 ile 1,500 kişi bu yolla Kenya’da Birleşmiş Milletler denetimde kurulan Dadaab Mülteci kampına geliyor. Kenya, çökmüş bir ülkenin komşu olmanın zorluklarını yaşıyor…



O kamplardaki yaşamın nasıl olduğunu anlamak için buralara gelip gitmiş sağlık görevlilerinin uyarıları yetiyor. Yola çıkmadan en az 10 gün önce sarı humma, tifo aşılarınızı yaptırmanız, en az bir ay sıtma ilacı kullanmanız gerektiği söyleniyor. Hiçbir yere dokunmamanız, dokunursanız yanınızda mutlaka steril mendil ve sıvı kullanmanız isteniyor. Kapalı bile o sudan, içeceklerden içmemeniz isteniyor. Çünkü her şeyin sağlıksız ortamlarda bulunduğu söyleniyor.
Önce dönerci ve fırıncılar geldi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yardımcıları Gürsel Tekin ve Faruk Logoğlu’nu Kenya Büyükelçimiz Tuncer Kayalar ve arkadaşları karşılıyor. Eski Dış Ticaret Müsteşarı olması nedeniyle, Türkiye için Kenya’nın iyi bir Pazar olduğunu düşünüyor ve iş adamlarımızı beş yıldızlı oteller ve alışveriş merkezleri yapmaya davet ediyor. Sadece başkent Nairobi’de çoğu İngiliz olmak üzere yaklaşık 300 bin yabancının bulunduğuna da dikkat çekiyor. Büyükler gelmedi ama dönercilerimiz, fırıncılarımız Kenya’ya adım attığına göre Büyükelçimiz de devamının geleceği görüşünde.
Kişi başına en yüksek silah
Somali’de yaklaşık 10 yıldır yağmur yağmıyormuş. Devlet diye bir şey yok. Büyükelçimizin anlattığına göre kişi başına beklide en yüksek silah sayısına Somalililer sahip. 7-8 yaşındaki çocuğun Kalaşnikofu var. Yer altı kaynakları da hayli zengin olduğu bir ülke olmasına rağmen,Somali bugün açlıkla-yoksullukla ve kurşunla burun buruna…
Somali’ye, can güvenliği olmadığı için yardımlarda da sorun yaşanıyor. Giden yardımların da önemli bir bölümünün halka ulaştırılamıyor ve bunlara el koyanların da sattıkları söyleniyor. İşte, bu yüzden Somali’den kaçan kaçana…

500 bin nüfuslu çadırkent
Kenya istemese de, Somaliden yaklaşık 500 bin kişi, sınıra Kenya topraklarına girmiş. Güvenlik sorunu fazla olmadığı için Birleşmiş Milletler gözetiminde yardımlar yapılıyor. En azından gıdasızlıktan insanlar ölmüyor. Kenya yönetimi, göçün durdurabilmesi için yardımların Somali’ye yapılmasını istiyor. Aksi halde herd gün ortalama 1.500 kişinin gelmeye devam etmesiyle bu kez kendileri için büyük sorunlar ortaya çıktığını anlatıyorlar.

İstanbul’dan uçakla Kenya’nın başkenti Nairobi’ye 5 saat 50 dakikada, oradan, mültecilerin bulunduğu kampa gidebilmek için bir saat 10 dakikalık uçak yolculuğundan sonra 20 kilometre de karayoluyla gitmeniz gerekiyor. Yol diye bir şey yok. Toz u-toprağı birbirine katarak ilerliyorsunuz. Yer gök toz içinde kalıyor.

SÖZCÜ’de kamp fotoğrafları
Ve karşımızda Dadaab kampı. Geldiğimiz yer, Somali’den yeni gelenlerin bir kısmının kabul edildiği yerdeyiz. Tel örgünütn içine girebilmek büyük şans. Çünkü günlerce kampın içine girebilmek ve kampa kabul edilmek için bekliyorsunuz. Eşeğiniz, eşekle çekilen arabanız ve onlarca çocuk. Buraya sağ-salim ulaşmak bile büyük şans.
BM görevlilerine, Kılıçdaroğlu’nun gelişi ile kamplardan daha önce çekilen fotoğrafların yayımlandığı SÖZCÜ gazetesini gösteriyorum. Türk basının gösterdiği ilgiye teşekkür ediyorlar ve gazeteyi bürolarına da asacaklarını söylüyorlar.

Kamp girişinde, bir ağacın gölgesinde kadın-çocuk, erkek oturuyorlar. Neredeyse kendileri çocuk yaşta olanlar her biri birden çok çocuk sahibi. Yıllarca gazetelerde. Ekranlarda gördüğümüz manzara. Hepsinin ayakları ya çıplak ya da terlik var. Bir çocuk, buraya ulaşan yardımlardan eline geçen bir düdük bulmuş çalıyor… Bir çocuk oyuncak cep telefonuyla oynuyor.
Çadırlar arasında beyaz adamlar
Kamp dediğimiz yer düz bir arazi. Çadırların yanı sıra, kendi imkanlarıyla yapılan derme-çatma üzerine bezler atılmış gölgelikler var. Çadırların bulunduğu yerin kendilerine ait olduğunu göstermek için etraflarına dikenli kuru ağaç dallarıyla çevirmişler.

Tabii ki aklınıza elektrik geliyor. Yok öyle bir şey. Tabii ki su geliyor? Belli saatlerde kuyruğa giriliyor, arazözlerle orada her aileye 17 litre su veriliyor. Yabancıların orada can güvenliği sıkıntılı. “Beyaz adam”dan pek hoşlanmıyorlar. Onların aklında büyüklerinin söylediği “Beyaz adamlar ellerinde İncil’le geldiklerinde bizim topraklarımız vardı. Biz göz yumduk. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, beyaz adamın ise toprakları ve zenginlikleri vardı” sözleri geliyor. Zenginlikler alınmış, onlar perişan bırakılmıştı. O yüzden beyaz adamı sevmiyorlar.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çadırlar arasında dolaşırken kendilerine nezaret eden BM görevlileri, yapılan çalışmaları anlatıyor. Somali’nin kurtarılması için çok önemli desteklere ihtiyacı olduğunu biliyor.
“Ne işiniz var sizin buralarda?”
Bazılarımız, “Başbakan gitti, Kılıçdaroğlu da onu takip ediyor” diyebilir. Ben de Kılıçdaroğlu’na, Başbakandan sonra mı gelmeye niyetlendiğini sordum. İşte, Kılıçdaroğlu’nun bu soruma cevabı:
“Somali’nin Türkiye’nin gündeminde bile olmadığı günlerde, biz Somali’ye gitmek ve orada yaşanan drama dikkat çekmek için eski Büyükelçi olan Genel Başkan Yardımcımız Faruk Logoğlu, Dışişleri Bakanlığı’na temasa geçti. Somali’de can güvenliğinin olmadığı bilgisi verildi. Dönemin Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali ise Somali’ye gidilebileceğini söyledi. İşte, biz bu çalışmaları yürütürken, bundan Başbakan haberdar olmuş olacak ki hemen Somali’ye gideceğini açıkladı. Başbakanın gidişi kötü değil iyi bir şey. Biz de, Kızılay’ın istediği ölçülerde 70 ton gıdayı toplayıp Kızılay’a teslim ettik. Bunun bir bölümünü de Kenya’da sembolik olarak dağıttık. Vatandaşlarımıza önerim, yapacakları yardımları Kızılay’a yapmalarıdır.”


Facebook'ta paylaş    Twitter'da paylaş



Saygı Öztürk > Dadaab kampında Somalilerle birlikte

Diğer Yazıları:
31/12/2019 “Vatan toprağı işgal altındayken”
29/12/2019 Ankara’da coşku, bizde hüzün vardı
27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı
25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş
24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor!
22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri
20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim
18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu
17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak
15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu
13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı
11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım
10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz
  8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok…
  6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa?
  4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde?
  3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi?
27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü
26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi!
24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi
22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak
20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında
19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı
17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu…
15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti


 


..:: KİTAPLARI ::..

Vali Bey Refik Arslan Öztürk ün hayatı
Vali Bey
Hem ağladım hem Yazdım. Efsane Vali Refik Arslan Öztürk
2021


Alaattin Çakıcı
Alaattin ÇAkıcı
Siyasette Bürokraside Cezaevinde
2020


Menzilk Tarikatı
Menzil - Bir taritkatın iki yüzü
Gittim gördüm ve yazdım.
2019


Hayalet İmam Adil Öksüz
Hayalet İmam
Darbenin Görünmeyen Adamı Adil Öksüz
2019


Kripto üçgeni fetö
Kripto Üçgeni
Yakın tarihin bilinmeyenleri ve FETÖ
2017


Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010


Kod Adı Mürted Tanıklar ve belgeler ışığında 15 temmuz
Kod Adı Mürted
Tanıklar ve Belgeler Işığında 15 Temmuz
2016

Balyoz'da Kumpas

Balyoz'da Kumpas
Belgeleriyle Balyoz Davası ve Sonrası
2014

Örgüt Pazarı

Örgüt Pazarı
Sağ-Sol Örgütler, Kürtçülük ve Tarikatlar
2013

Belgelerle 28 Şubat

Belgelerle 28 Şubat
Dünü ve bugünü ile 28 Şubat
2013

Son Babalar
Son Babalar
Türkiye'deki yeraltı örgütlenmesinin değişen yüzü, değişen kimlikleri...
2011

Okyanus Ötesindeki Vaiz fetö kitabı
Okyanus Ötesindeki Vaiz
Çok gizli damgalı raporların ışığında MİT-Emniyet-Yargı üçgeninde Fethullah Gülen Gerçeği
2010

MGK
MGK
28 Şubat'ta kapalı kapılar ardında neler yaşandı. Belgeleriyle bu kitapta..
2011

Taşeron Mesih
Taşeron Mesih
Mehmet Ali Ağca’yı belge ve bilgilerin ışığında daha yakından tanıyacaksınız
2010

Ölüm Kuyuları
Ölüm Kuyuları
İddiadan gerçeğe Şemdinli olayları
2009

Belgelerle Ergenekon
Belgelerle Ergenekon
Herşey Ümraniye'de bulunan bombalarla başladı..
2008

5-6-2 Tamam Reis
5-6-2 Tamam Reis
Kırcı, Ağca ve bir dönemin cinayetleri
2008

Apo Olayının Perde Arkası
Apo Olayının Perde Arkası
Abdullah Öcalan'ın yakalanışının ve sonrasının belgeler ile anlatımı
2009

33 Kurşun
33 Kurşun
33 erimizin şehit edildiği katliamın tanıkları anlatıyor
2008

İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşa'nın Kürt Raporu
İsmet Paşanın gizli raporu 75 yıl sonra ortaya çıktı
2007

Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
Sınır Ötesi Savaş'ın Kurmay Günlüğü
1. Kuzey Irak Harekatı'nn Öyküsü
2007

Devletin Derinliklerinde
Devletin Derinliklerinde
Belgelerle Sususrluk'un perde arkası
2002

Madalyalı Mahkum
Madalyalı Mahkum
Korkut Eken Olayı
2007


twitter.com/saygi_ozturk
tr.linkedin.com/in/saygiozturk
facebook.com/saygiozturk

Saygı Öztürk Kimdir

webmaster Site Haritası

© 2018  www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları