Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Bir eşin feryadı: Kocam ölüyor, hiç değilse torunlarını görsün 17/3/2012 Bir eşin feryadı: Kocam ölüyor, hiç değilse torunlarını görsünEmekli Tuğgeneral Levent Ersöz, hakkında yakalama kararı çıkarılmadan bir gün önce yasal yollardan yurtdışına çıktı. Arandığı dönemde Türkiye’ye döndü. Prostat ameliyatı için hastanede bulunduğu sırada yakalandı. 15 Ocak 2009’da tutuklandı. O günden sonra tam 33 ameliyat geçirdi. Durumu ağırlaştığı ve tedavisi imkansız hale geldiği gerekçesiyle Çapa Tıp Fakültesi’ne kaldırıldı. Başından ayrılmayan eşi Muzaffer Ersöz, “Eşim ölüyor, hiç değilse onu yaşama bağlayacak çocukları ve torunlarıyla olsun” dedi.Eşinin tutuklandığı günden bu yana İstanbul’da misafirhanelerde kalan ve çok zor günler geçiren Muzaffer Ersöz, eşinin durumundan doktorların da umudunu kestiğini belirtti. Mehmet Akif Ersoy Hastanesindeki tedavisi sırasında yurtdışından da ilaç getirtildiğini, doktorların eşinin iyileşmesi için büyük çaba gösterdiğini kaydeden Muzaffer Hanım şunları söyledi: “Sağlığını tümden kaybetti” "Eşim, sağlığını tümden kaybetmiş durumda. 2000'den beri şeker, 2001'den bu yana kalp hastalığı, çift taraflı kasık fıtığı, prostat kanseri birinci aşaması (sonda kullanımı günde 6 kere ömür boyu, hijyenik ortamda olması gereklidir.), depresif bozukluk, boyun fıtığı, sol kolda kısıtlılık, uyku apnesi, bayılmalar, ellerde titreme, sağ bacakta sekme (hayatı boyunca sağ bacağını kullanamayacak), ameliyatlar sonrası sinirlerde oluşan hasar, güç kaybı kas gruplarının alınmasıyla ortaya çıkmıştır. Son dönemde ani bayılmaları arttı. Diyabete bağlı otonom nöropati disk fonksiyonu rahatsızlığının da tedavisinin de artık olmadığı belirtiliyor.” Hayatının bundan sonraki bölümünü eşinin refakatçisiz idame ettiremeyeceğine ilişkin raporlar bulunduğunu kaydeden Muzaffer Ersöz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onu bırakıp hastanenin kantinine bile inemiyorum. Doktorlar yalnız bırakılmamasını söylüyor. Uzun süredir tedavi gördüğü Mehmet Akif Ersoy Hastanesinde, doktorlar çok çaba gösterdi. Yurtdışından ilaçlar getirttiler. Ancak tedavisinin olmadığı anlaşıldı. Yapılacak bir şey olmadığı için Çapa Hastanesine gönderdiler. Burada da ‘bizim de yapabileceğimiz pek bir şey yok’ dediler. Eşime yeni tetkikler yapılıyor ve Acil servisin Dahiliye kliniğinde tutuluyor.” 33 ameliyat geçirdi Eşinin, hastanede “et yiyen bakteri” mikrobu aldığını ve bacağındaki enfeksiyonun 9 kez nüksettiğini anlatan Muzaffer Ersöz, “Bugüne kadar tam 33 ameliyat geçirdi. Bazı sıkıntılarından kurtulmuştu. Ancak, şu an hem tedavi olamayacağı için hem de durumu iyice ağırlaştığı için çok kötü durumda. Şu anda dişinin çekilmesi gerekiyor. Rahatsızlıkları nedeniyle bu bile yapılamıyor” dedi. “Torunlarıyla olmak istiyor” Bazı günlerde eşinin tansiyonunun 4’e kadar indiğini anlatan Muzaffer hanım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşimin sağlığına kavuşmasını diliyoruz. Ancak onun geriye dönüşü çok zor. En büyük hayali ömrünün son dönemini çocukları ve torunlarıyla birlikte geçirmek. Onun nefesz alabilmesi için hayata bağlayan bir şey olması gerekir. O da çocukları ve torunları. Artık, tedavi olamayacağını duymak da onu fena sarstı. Tedavisinin Ankara Rehabilatasyon merkezinde yapılması için başvurduk. Artık tahliye talebinde de bulunmuyor. Dilekçe yazacak hali bile yok. Yaşama umudunu da iyice yitirdi. Yetkililerin, eşimin bu durumunu raporlarıyla dikkate almasını diliyorum. Tutuklu olarak yapılan tedavi yoğun stres ve psikolojik baskı yaratıyor. Ne olur biraz anlayış.” “Doğumlarında bile bulunamadı” Eşinin hiçbir zaman yurtdışına kaçmadığını, yurtdışınrdayken ülkeye döndüğünü kaydeden Muzaffer Hanım, Levent Paşayı şöyle anlattı: "Meslek yaşamı boyunca nerede kritik görev varsa oradan oraya 'sen düzeltirsin' diyerek göndermişlerdir. Verilen her görevi başarı ile yapmıştır. Görevinin son 5 yılında Şırnak, Diyarbakır, Bursa, Jandarma İstihbarat Başkanlığı, Bilecik Tugay Komutanlığı görevlerinde bulundu. 'Ülke, görev' diyerek can siperhane çalışmıştır. Çocuklarının ne doğduklarını, ne hastalıklarını, ne ameliyatlarını görmemiştir, eğitimleriyle ilgilenecek zamanı olmamıştır. Hastalansa görev kalacak diye doktora bile gitmemiştir. Ergenekon sanığı olunca hastalanmış gibi lanse edildi, yalan haberlerle sağlığı, onuru ve gururu ile oynandı." -------------- Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Bir eşin feryadı: Kocam ölüyor, hiç değilse torunlarını görsün Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |