Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Bekir Coşkun, "paşa soruşturması"nı ve yaşadıklarını Saygı Öztürk'e anlattı 19/5/2012 Bekir Coşkun, "paşa soruşturması"nı ve yaşadıklarını Saygı Öztürk'e anlattıTürk basının ünlü ismi Bekir Coşkun, hayatının en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Askere hakaret edenlerin tutumlarını sürekli eleştiren ve bu yüzden belli çevrelerde “askere yakın” diye eleştirilen Bekir Coşkun, yazdığı bir yazıdan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Genelkurmay Başkanlığı tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulması ve linçe tabi tutulmasının üzüntüsünü yaşıyor.Bekir Coşkun, “Benim hakkımda suç duyurusunda bulunanlar, acaba suç ortağım La Fonten’i niçin unuttu? Hakkımda dava açılırsa benimle birlikte La Fonten’in de yargılanması gerekir. Eğer ceza alırsam, Başbakan şiirden cezaevinde yatmış olacak ben de hikayeden yatmış olacağım” dedi. Ders alsınlar diye Genelkurmay Başkanlığı’nın Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı suç duyurusundan sonra talimatla Ankara Adliyesinde ifadesi alınan Bekir Coşkun, suçlamaları reddetti. Coşkun, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı: - Bir daha yazılarınızda paşa yazacak mısınız? - Le Fonten bana kazık attı. O yazıyı yazdım ama ifadeye ben çağrıldım, La Fonten ifadeye çağrılmamış olacak ki ifadeye gelmedi. Açıkçası La Fonten bana kazık attı. Bir dava açılacaksa, yargılanacak olan yalnız ben değil, La Fonten de yargılanmış olacak. Böyle bir dava da sanıyorum dünyada ilk olacak. r. - O yazınla kime ne mesajı vermek istediniz? - Yazdığım evrensel bir hikayedir. Eğer, bu yazımdan dolayı ceza alırsam Türkiye’de Başbakan şiirden, ben de hikayeden yatacağım. Yazdığım bir masaldır. Hikaye, masal niçin yazılır, insanlar ‘alınsın’ diye ylazılır. La Fonten bu masalları yazarken, insanların ders alması için yazmıştır. Aslında yazılan hayvanlardır ama insanların ders alması içindir. Benim o hikayemden gazete patronları, köşe yazarları, bazı iş adamları, sendikacılar, dekanlar, rektörler, bilim adamlarının da kendine pay çıkartması mümkün. - Şikayetçi olmduğuna göre sadece Genelkurmay Başkanlığı mı ders çıkardı? - Ders çıkarsın demedik ki. Ben askerci miyim, asker karşıtı mıyım diye şaşırdım. Şimdiye kadar ‘askerci, darbeci’ diyorlardı. Şimdi de ‘askere hakaret etti’ deniliyor. Ben ikisini de kabul etmiyorum. Ne darbeci, ne de asker karşıtı oldum. Bu ülkede yaşayan insanları, hayvanları seven birisiyim. Kimseye kıyamam. - Asker gördüğünüzde duygularınız nasıl oluyor? - Ben ulusal duyguları yüksek bir insanım. Bayrağımızı gördüğümde, askerimizi gördüğümde, ulusal marşımız çalındığında, söylendiğinde tüylerim diken diken olur. Bu sevgimi ve duygularımı kimse değiştiremez. - AKP, dinimi elimizden aldı - Ne değişti de, birden linç edilmeye başlandınız? - AKP iktidarı döneminde bizim bir çok şeyimiz elimizden alındı. Her şeyden önce kendi aramızdaki hoşgörüyü elimizden aldı. Cumhuriyeti, devrim yasalarımızı, Atatürk’ü, en önemlisi neyi aldı biliyor musunuz dinimizi elimizden aldı. Şöyle oldu: dinimiz istismar edildiği için dinimiz kötü niyetli insanlar tarafından sahiplenildiği için din tartışılır oldu. - Ordu Sevgimizi de aldılar - Yine elimizden alınanlardan birisi de ordu sevgimizdir. Eskiden böyle değildi. Hangi görüşte görüşde olursa olsun, inanan inanmayan, sağcı-solcu çağdaş –çağdışı herkes askerimize toz kondurmazdı. - Askere hakaret suçlamasını nasıl karşıladınız? - Öyle bir durumdayım ki, sanki askere hakaret etmişim, aşağılamışım gibi berbat bir pozisyona sokuldum. Dolayısıyla bu duruma çok üzüldüm, çok üzülüyorum. Şundan dolayı: hak etmediğim bir suçlama altındayım. İkincisi : aynı siyasi iktidarın oyununa, dolduruşuna gelmiş bir şikayet ve buna bağlı başlatılan bir soruşturma var. Ama diliyorum ki Cumhuriyet savcıları, yargıçlar buna izin vermezler. Çünkü ‘La Fonten yargılandı’ diye dünyaya rezil olmak da var. La Fonten’in mahkum olduğunu düşünebiliyor musunuz? Dünyanın her tarafında bir yazarın duygularını ifade etmesi için yazması en doğal hakkıdır. Aksi halde yazar olamazsın, yazar değilsin. - Bu soruşturmayla ilgili dileğiniz ne? - Yargının beni aklamasını diliyorum. Ben aklanırsam La Fonten de kurtulmuş olur. Aksi halde, Başbakan şiirden hapis yatmış, ben de hikayeden cezaevinde yatmış olacağım. - Çevreniz olup bitenleri nasıl yorumluyor? - Bir defa sevinçten etekleri zil çalan bir kesim var. ‘İnşallah içeriye atarlar’ diye beklentide olanlar var. Ama tabii ki inanılmaz bir de destek var. Halkın büyük bir desteği var. - Suç duyurusunda bulunduğu için Genelkurmay’a kırgın mısınız? - Ben Genelkurmaya kırgın değilim. Ama bu hale getiren ve siyasi iktidarın, başbakanın dolduruşuna gelen bazı subaylara kırgınım. Silahlı Kuvvetlerimize televizyonlarda, gazetelerde küfürler, hakaretler edildiğinde, askerimiz aşağılandıkça sinirlenir, bunları yazanlara, söyleyenlere yaptıklarının doğru olmadığını ortaya koyan yazılar yazan birisiyim. - Öğle bir ağrıma gidiyor ki - Bugüne kadar askerimiz için söylenmedik laf kalmadı. Onları söyleyenlere ‘ordu bizim ordumuz, yapmayın, etmeyin’ diye hep karşı durdum. O zaman da TSK’ya hakaret edildikçe cevap verenlerden birisi Emin Çölaşan, birisi ben, Melih Aşık ve birkaç meslektaşımız daha. Yani sayımız azdı. Şimdi, silahlı kuvvetlerimize hakaret etmiş duruma sokuldum. Bu durum öyle bir ağrıma gidiyor ki… Silahlı kuvvetlerimize bu kadar ağır hakaretlerde bulunmuş olanlara asla ses çıkartılmayıp, haklarında suç duyurusu bulunulmkazken, benim yazdığım bir masaldan dolayı hakkımda suç duyurusunda bulunulması ve linç edilmem açıkçası çok ağrıma gidiyor. - Yasamıza giöre ‘paşa” unvanı kullanmak yasak. Bundan sonra Paşa diyecek misiniz? - Tövbe . O ismi de ben koymadım. - ------ Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Bekir Coşkun, "paşa soruşturması"nı ve yaşadıklarını Saygı Öztürk'e anlattı Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |