Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > "Başbakanın idamla ilgili açıklamaları cehalet örneği" 10/11/2012 "Başbakanın idamla ilgili açıklamaları cehalet örneği"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Dış güçlerin etkisiyle idam cezasının kaldırıldığı” iddiasına, dönemin Adalet Bakanı Prof.Dr. Hikmet Sami Türk tepki gösterdi. Türk, “Başbakanın bu sözleri tam bir cehalet örneğidir. İdam cezasının kaldırılmasına AKP milletvekilleri de oy verdi. Ayrıca, Anayasa’dan ‘idam’ kelimesi AKP iktidarı döneminde gerçekleşti. Başbakan, bunları bile bile söylüyorsa demagoji yapıyor. Bundan ne umduğunuda anlamış değilim” dedi. Türkiye’de idam cezasının 1984 yılından sonra uygulanmadığını, Anayasa’da idam cezasının bulunmasının teröristlerin iadesi önünde engel oluşturduğunu belirten Türk, SÖZCÜ’ye şunları söyledi: AKP’liler de oy verdi Anayasa’da en kapsamlı değişiklik 2001 yılında DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti döneminde gerçekleştirildi. Anayasa’nın 38. maddesine ‘savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları dışında ölüm cezası verilemez’ hükmü konuldu. Bu değişiklik yapıldığında AKP grubu kararı almadığı için idamın kaldırılması yönünde oy kullandılar. İdamın kalkmasına sadece MHP karşı çıktı. 3 Ağustos 2002 tarihinde, çıkarılan Avrupa Birliği 3. uyum paketiyle Abdullah Öcalan ve onun konumunda olan idam cezası almış olanların cezası ‘ağırlaştırılmış hapis cezasına’ dönüştürüldü, bunlar hakkında şartla salıverilme hükümlerinin uygulanmaması kararlaştırıldı. Öcalan dosyası niçin gönderilmedi? Abdullah Öcalan hakkındaki idam dosyasının TMBB’ye sevk edilmemesi , Avrupa Esnan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına dayanır. AİHM, Öcalan hakkında idam cezası kesinleşince ara karar verdi. Buna göre AİHM esas hakkında karar verinceye kadar Öcalan hakkında idam cezasının infaz edilmemesini öngördü. Öcalan dosyasının TBMM gönderilmeme nedeni tamamen AİHM kararına dayanıyor. Eşitlik ilkesine aykırı Öcalan hakkındaki idam cezası infaz edilmiş olsaydı, 1984’den beri hiç infaz edilmeyen ve bekleyen idam cezalarının da uygulanması gerekecekti. Onlar arasında da Öcalan’ın mahkum olduğu 125 .maddeye göre mahkum olanlar da vardı. Öcalan’ı ayırıp idam cezasının yerine getirilmesi için kanun çıkarttığınız zaman farklı, eşitlik ilkesine aykırı bir işlem yapmış olacaktınız. Anayasa mahkemesine gidildiğinde bu düzenleme eşitlik ilkesine aykırı bulunurdu. Eğer, ‘eşitlik sağlayalım, aynı cezaya çarptırılanlar da idam edilsin’ derseniz o zaman ülke dar ağaçlarına dönerdi. Bizim, idam cezasını kaldırdığımızda, AB ülkelerinde idam cezası kalmamıştı. ‘İdam edilmeme sözü’ verilmedi Başbakan bile ‘dış güçlerin baskısıyla idam cezası kaldırıldı’ diyor. Çok ucuz demagoji yapıyor. Bunlara niçin gerek duyuyor bilmiyorum. Bazıları derki ‘Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ederken idam edilmeme şartı koşuldu’ diyor. Bu doğru değil. Ama yakalandığı gün onun adına AİHM’de dava açıldı. Ara karar olarak, mahkeme esas hakkında karar verene kadar idam cezasının infaz edilmemesi kararlaştırıldı. O mahkemede, adil bir biçimde yargılanmadığı kararına vardı. Ya yeniden yargıla ya da kararı gözden geçir anlamına gelen bir karar çıktı. Öcalan’ın avukatları yeniden yargılamayı istemediler. Anayasa’dan çıkartan AKP’dir Bugünkü iktidar, 2004 yılında, Anayasa’nın çeşitli maddelerinde bulunan idam cezasıyla ilgili hükümleri kaldırdı. İdame cezası yerine; AKP tarafından 7 Mayıs 2004 tarihinde çıkarılan 5170 sayılı kanunda ‘ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez’ hükmü konuldu. Bana göre idam cezası ilkel bir anlayıştır. Dönüşü ve bir daha düzeltilmesi mümkün olmayan bir ceza oluyor. İdam edilip de sonradan masum olduğu ortaya çıkanlar da oluyor. Başbakan, idamdan söz ediyor ama idam cezası asla gelmemeli. Avrupa Konseyi ülkeleri arasında en son idam cezasını kaldıran ülkeyiz. Yeniden idam gelmesi çok yanlış olur. -------------- Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > "Başbakanın idamla ilgili açıklamaları cehalet örneği" Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |