Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Bakın bu kafa kimi, kimden ayırır... 24/11/2013 Bakın bu kafa kimi, kimden ayırır...Ortaokul ve liseler, imam hatip liseleri programlarını uyguluyor. Bazı dersler imam hatiplerde zorunlu, aynı dersler ortaokul ve liselerde ise seçmeli. Okul yönetimleri, diğer seçmeli dersler için “öğretmen yok, yeterli başvuru yok” diyor ve dolayısıyla öğrenci imam hatip liselerinde okutulan dersleri seçmek zorunda bırakılıyor. Tam tersini yapan okul yöneticileri hakkında ise “Niçin açmadınız?” soruşturması başlatılıyor.Öğretmenler arasında bırakın türbanı, artık kara çarşafla, umreye gittikten sonra sakalını dualatıp derse girenler var. Benzer sakallıları YÖK’te de görebilirsiniz. Ortaokul, lise öğrencisi türbanlı olarak okula geliyor. Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ne uymayanlar hakkında bırakın yasal işlem yapılmasını, yapanlar hakkında işlem yapılıyor. Kızlarla erkeklerin yemekhanelerini, kafeteryalarını, merdivenlerini bile ayıranlar, artık kız ve erkek öğrencileri de birbirinden ayırmaya sıra geldiğini düşünmüş olacaklar ki, bunu söyleme görevini de eğitimci değil, hukukçu bir milletvekiline vermişler. Ülkelere göre öndeki ve sondakiler Uluslararası matematik ve fen bilimleri sınavları TIMSS ile PISA tarafından yapılıyor. Son olarak 2011 yılında yapılan sınavın sonuçları gösterdi ki karma eğitimin yapıldığı Singapur, G.Kore, Japonya, K. İrlanda, Belçika, Finlandiya ve İngiltere başarı sıralamasında üstlerde yer aldı. Bir de sondaki ülkelere bakalım. TIMSS’ın matematik ve fen bilimleri sınavında, çoğu kız ve erkeklerin ayrı okullarda öğrenim gördüğü, dini eğitimin ağırlıklı olduğu ülkeler karşımıza çıkıyor. Başarısızlık sıralaması da şöyle: İran, Katar, Bahreyn, Ürdün, Filistin, S. Arabistan, Endonezya, Fas, Umman ve Gana. Türkiye’yi, eğitimde geri ülkeler ligine atmak istiyorlar. Kuşkusuz sadece karma eğitim değil, birçok sorunları olduğu için 2011 yılında yapılan TIMSS sınavına katılan 50 ülke arasında Türkiye 35. sırada yer alabildi. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında da sonuncu oldu. Bu utanç size yetmez mi? Eğitimin niteliği artırmaktan çok, günlük politikaların içine sokulduğu bir dönemden geçiyoruz. Dershaneler de bunun bir parçası. Okullar adeta formalite olmuş, dershaneler okulların yerini almış durumda. Bu ayıp, Milli Eğitim Bakanlığı’nındır. Ayıptan kurtulmak için “dershaneleri kapattım” demekle de dershaneleri kapatamazsınız… 1981 yılında da dershanelerin kapatılması gündeme gelmiş, bugün önerildiği gibi öğrencilerin dershane yerine okullarda açılacak kurslara katılmaları öngörül-müştü. Yürümedi, öğrenciler dershaneleri tercih ettiği için o kurslar da kapandı. Bugün bürokratlar aynı şeyleri söylüyor. Çünkü, kurum hafızası olanlar bakanlıktan uzaklaştırılmış, çoğu uzman olmayanlarla makamlar doldurulmuş. Bugün ülke genelinde 3 bin 680 dershane, buralarda 60 bin öğretmen, 30 bin diğer personel çalışıyor. Dershane temsilcileriyle bakanlık bürokratları bir kez görüştü. Bunun ikincisi bile yapılmadı. Bakanlık, dershane temsilcilerini aşabilmek için yine kurnaz bir yol izliyor. 9 merkez belirlendi, çevre illerden de dershane sahipleri toplanacak, onların görüşleri alınacak, bir “oldu-bitti”ye getirilip dershane sahipleri arasında da bölünme yaratacaklar. Dershane sahipleri, bürokratların bu oyununa gelmemeli. Öğrenciyi dershaneye bağımlı kılan sistem devam ettikçe, kapatsanız bile o dershaneler yine olacaktır. Bakanlık yetkilileri önce kendi ayıplarını temizlemeli… Karma eğitim nasıl başladı? Kızların İnas Darülfünunu, yani kız üniversitelerine girişleri 1914 olarak kabul edilir. İstanbul Üniversitesi’nde sabah erkekler, öğleden sonra kızlar öğrenim görüyordu. 18 Mayıs 1919 günü, üniversitenin erkek öğrencileri derslere girmeyerek İzmir’in işgalini görüşmek üzere konferans salonunda toplandılar. Bu işgale karşı neler yapılması gerektiği konusunda hararetli konuşmalar başladı. Toplantı öğleye kadar bitmedi. Öğretmenlerin de bir kısmı içerideki toplantıdaydı. Ders yapmak için okula gelen kız öğrenciler, erkek öğrencilerin içeride toplantı halinde olduklarını öğrendiler. Bir süre onların çıkmasını beklediler. Toplantının içeriğini öğrenince dayanamayıp içeri girdiler, erkeklerin arasında boş buldukları yerlere oturdular. O toplantıdan kızları polisler de çıkaramadı. İstanbul Üniversitesi’nde kız ve erkeklerin aynı salonlarda öğrenim görmesinin yolu ilk kez böyle açılmış oldu. Daha sonra kızlar kendiliklerinden erkeklerle aynı derslere girerek emrivakiler yaptı. İnas Darülfünunu 1921’de kaldırılarak üniversitede karma eğitime resmen geçilmiş oldu. 1921 yılında başlayan “karma eğitim”i, bugün tartışır olduk. Burada amaç öğrencinin başarısı değil. Amaç farklı. Onun ne olduğunu da siz biliyorsunuzdur… Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Bakın bu kafa kimi, kimden ayırır... Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |