Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > Baba, oğul ve İnönü 1/2/2019 Baba, oğul ve İnönüBakın şu hale, insanlar babalarının, kardeşlerinin geçmişteki görevlerinden dolayı yargılanıyor, ağır iftiralarla karşılaşılıyor, aşağılanıyor ve siyasetin malzemesi yapılıyor. 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldıkları artık mahkeme kararlarıyla belirlenmiş olanların yakınlarının bürokrasi ve siyasette yükselmelerinden ise hiç söz edilmiyor. Yani, tam “Çifte standartlık” bir durum.Ankara, Çankırı ve Kastamonu illeri Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi Başsavcısı Albay Nurettin Soyer, sosyal demokrat kimliğiyle bilinirdi. Avukatlar, o dönemde dertlerini rahatlıkla anlatabildiklerini bugün de söylüyorlar. 5 bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği bir dönemde, üstelik toplumun “sağcı-solcu” diye ikiye ayrıldığı, mahallelerin paylaşıldığı, aynı silahın hem sağcılar, hem solcular tarafından kullanıldığı, katliamların yaşandığı dönemle ilgili soruşturmalar kolay olmasa gerek. Sonuçta, sanıklarla ilgili kararı verenin başsavcı değil, mahkeme heyeti olduğunu da hatırlatalım. İSMET PAŞA NE YAPTI? Önce Malatya'da gazetecilik yapan arkadaşım Raşit Kısacık, ardından da CHP'li eski bakanlardan TESAV Vakfı Başkanı Erol Tuncer, rahmetli diplomatlarımızdan Zeki Kuneralp'in durumunu hatırlattı. Çoğumuz ünlü diplomatlarımızdan Büyükelçi Zeki Kuneralp'i tanımayız. 1998 yılında vefat eden Zeki Kuneralp, Damat Ferit Paşa hükümetlerinin Maarif ve İçişleri Bakanı, Peyam-ı Sabah Gazetesi başyazarı ve Milli Mücadele karşıtı olduğu belirtilen Ali Kemal'in oğludur. Ali Kemal'in, bu yüzden 1922'de İzmit'te linç edilerek öldürüldüğü de kitaplarda yer alır. Tabii ki onun vatan haini mi, değil mi olduğunu yazıldığı kadarıyla biliyoruz. Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığıyla suçlanan bir babanın oğlunun bir gün Dışişleri Bakanlığı gibi hassas bir bakanlıkta, çok önemli görevlere getirilmesi beklenir mi? Tabii ki beklenmez. Bakalım neler olduğuna. Zeki Kuneralp, ilk ve ortaöğrenimini İsviçre'de tamamladı, Bern Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Babası vatan hainliğiyle suçlanan Kuneralp, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün özel izniyle Türkiye'ye döndü. BABA-OĞUL AYRIMI Yurt dışında bulunduğu dönemde 5-6 dil öğrenen Zeki Kuneralp, devlet hizmetinde olmak istiyordu. Ancak önüne hep babasının durumu engel olarak çıkıyor, “Vatan haini” damgası vurulan babanın oğlunu devlete almaya bürokratlar cesaret edemiyordu. Zeki Kuneralp, Dışişleri Bakanlığı tarafından açılan bir sınava katıldı. Adaylar arasında özellikle dil bilgisiyle de ön plana çıkmıştı. Fakat bürokrasi, babası dolayısıyla kendisine göreve başlatmak konusunda tereddütlüydü. Ama böyle bir elemanı da kaçırmak istemiyorlardı. Bürokrasiye göre tek engel babasının durumuydu. Göreve başlatılırsa başlarına kötü şeyler gelebileceği kaygısını taşıyorlardı. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye Kuneralp'in durumu intikal ettirildi. İnönü, babası yüzünden Kuneralp'in Dışişleri Bakanlığı'nda göreve başlatılmadığını öğrenince şaşırdı ve ilgililere, Zeki Kuneralp'in derhal göreve başlatılması, babası yüzünden çocuklarının cezalandırılamayacağını söyledi. İnönü'nün kefaletiyle Zeki Kuneralp Dışişleri Bakanlığı personeli oldu. Evlatların, babalarından dolayı cezalandırılamayacağını ortaya koydu. SUİKAST DÜZENLENDİ Dışişleri Bakanlığı'nda genel sekreter yardımcılığı (1957-60), genel sekreterlik (1966-69) yaptı, Türkiye'nin Bern, Londra, Madrid büyükelçilikleri görevlerinde bulundu. Madrid'de görev yaparken, 2 Haziran 1978'de Ermeni ASALA terör örgütü tarafından suikast düzenlendi ve otomobilinde yanında oturan eşi Necla Kuneralp şehit edildi. Ünlü diplomat da 26 Temmuz 1998'de İstanbul'da hayatını kaybetti. Zeki Kuneralp'in oğlu Selim Kuneralp de diplomat oldu ve baba mesleğini yıllarca başarıyla sürdürdü. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No.lu Askeri Mahkemesi hakimiyken 1980 yılının mart ayında Sıkıyönetim Askeri Savcılığı'na atanan Nurettin Soyer de 22 Eylül 1998'de vefat etmişti. Baba Soyer'i, oğlu belediye başkan adayı olduğu için hedef almak ve babasından dolayı Tunç Soyer'i suçlamak doğrusu hiç yakışık almıyor ve tarihten ders çıkarmadığımız da anlaşılıyor. Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > Baba, oğul ve İnönü Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |