Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > 4 yıldızlı komutana yapılanlar... 17/3/2014 4 yıldızlı komutana yapılanlar...Aynı okullarda okumuş, aynı koğuşları paylaşmışlardı. Kader onları cezaevinde de bir araya getirdi. 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Hurşit Tolon, Silivri Cezaevi’nde yine aynı odayı paylaştılar. Kendilerinden bir dönem önce mezun olan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç’da, 8 ay önce aynı odaya gelmişti.Cezaevinin kıdemlisi Hurşit Paşa’ydı. Evi aranmış, 4 Temmuz 2008’de “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Bu tutukluluk 7 ay 7 gün sürdü. Tahliye, sonra 10 Ocak 2012’de yeniden tutuklanma. Odalarında ara sıra “kıdem” üzerine de sohbet ediyorlardı. Üç emekli paşa okuyor, yazıyor, çay demliyor, spor yapıyor, bulaşıklarını yıkıyor. Kendilerine nasıl bir kumpas kurulduğunun da değerlendirmelerini de yapıyorlardı. Hadi bu kumpası anlamışlardı ama Malatya Zirve Yayınevi’nde üç kişinin başlarının kesilmesine Tolon’un dahil edilmesine, bu yüzden onun tutuklu olmasına, davanın bir numaralı sanığı haline getirilmesine akıl-sır erdiremiyorlardı. Tek bağ, katliam günü Malatya’da olmasaydı Hurşit Tolon, Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya getirildiği dönemde, adanın da komutanıydı. Mahkeme salonun hazırlanması, güvenlik önlemleri hep o sorumluydu. Öcalan’a dokunan herkes gibi kendisine de bir takım oyunlar yapılacağını bekliyordu ama Silahlı Kuvvetlerden atılmış eski uzman onbaşının “gizli tanık” olarak ifadeleriyle Zirve Davasının sanığı olabileceğini hiç düşünmemişti. Cinayeti işleyenler, davaları 5 yıl içinde sonuçlanmadığı için tahliye edilirken, Tolon Paşa “kaçar, delilleri karartır” diye bırakılmıyordu. Savcı “tahliye” diyor, mahkeme başkanı “tahliye” diyor ama iki üye “hayır” dediği için Tolon içerde tutulmaya devam ediyor. Avukatları İlkay Sezer ve Dilek Helvacı bugün mahkeme kararına itiraz edecek. Eşiyle birlikte gitmişlerdi Emekliye ayrıldıktan sonra Tolon Paşa boş durmuyor, konferanslar veriyordu. Malatya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu da onu “21. Yüzyılda Türkiye” konulu konferansa konuşmacı olarak davet etmişti. Hurşit Tolon, eşi Dr. Ayla Hanımla birlikte Malatya’ya gitti. İşte, onların Malatya’da bulunduğu gün, Zirve Yayınevi katliamı gerçekleştirilmişti. Ordudan atılmış “gizli tanık” katliamın Tolon7un emriyle gerçekleştirildiğini, kendisinin de bunu planlamak için geldiğini söylüyordu. Ayla Hanım, eşine yapılan bu iftira karşısında tüyleri diken diken oluyor. “Ergenekon iftirasından tutuklandığında yapılan haksızlığa, adaletsizliğe çok üzülmüştüm. İnsan sevgisiyle dolu, örnek bir insan, bizim kahramanımıza kumpas kurulduğunun farkındaydık. O değil, bizi asıl üzen, Zirve katliamı iftirası oldu. Böyle bir şeyi rüyada görsek inanmayız. Bu nasıl bir iftiradır, bu nasıl bir işkencedir” diyor. Gururumuzu incitiyor “Gizli tanığın” suçlamasıyla tutuklanması, cinayeti işlemekle suçlananlar serbest bırakılırken kendisinin cezaevinde tutulması Tolon Paşa’nın gururunu alabildiğine incitiyor. Oğlu Tolga, babasından söz ederken gözleri doluyor ve şunları söylüyor: “Bu nasıl bir iftaradır. Birbirini tanımayan, birbiriyle bir tek konuşması bile olmayan bir örgüt olabilir mi? Babam, Genelkurmay Genel Sekreterliği yaptı. Cumartesi-pazar günleri de sabah 07.00’de evden ayrılırdı. O yoğunluk içinde bir de örgüt yönetiyormuş. Bu kadar tuhaf şey olabilir mi? Bu davada tek doğru olan babamın o tarihte Malatya’da konferansta bulunmuş olması,” Hurşit Paşa’nın gelini Harika Tolon, “Vatanını, milletini bu kadar seven bir insana böyle bir şey yaptığını söylemelerinden daha büyük iftira olamaz. Ama bunu ilgili makamlar hala göremediler. Babam sembol bir isim olduğu için seçildi” görüşünde. “Birbirimize rol yapıyoruz” Üç kişiyi kestikleri suçlaması yapılanlar, dava 5 yılda bitmediği için tahliye edildi. Peki, Dr. Ayla Tolon’u dinliyorum: “Yeni yasayla haklarında o suçlamada bulunulanlar tahliye edildi. Eşimin ise içerde tutulmasına bu yüzden daha da ağrıma gidiyor. Tolon Paşa’nın da bu duruma çok üzüldüğünü gözündeki ifadeden anlıyorum. O da, biz de çok yıprandık. Kendini bilen, Tolon paşayı bilen insan onun böyle bir katliam emrini verebileceğini aklından bile geçirmez. Ziyaretine gittiğimde tam bir dam yaşıyoruz. Onu üzmeyeyim diye ben onun moralini yükseltecek şeyler söylüyorum o da benden sağlığıma dikkat etmemi istiyor. Birbirimize ‘iyiyiz’ rolü yapıyoruz. Dostların durumunu anlatıyorum. Bana ayrıntılı sorular soruyor. Ayrılırken, ona ‘Allahaısmarladık’ derken o da mahzun, biz de mahzun oluyoruz. Orada bırakıp dönmek çok zor oluyor.” Betonun altından fışkıran ot Cezaevindeki herkes gibi Tolon da yeşile hasret. Nasıl olduysa olmuş, Tolon Paşa’nın cezaevindeki havalandırma betonunun çatlağından dikenli bir ot çıkmış. O otu özenle, bezenle büyütüyor. Suluyor, eline dikenli yapraklarına dokundurup seviyor. Betonu yarıp çıkın ot, Hurşit Tolon’a bir umut oluyor. Bir gün kendisinin de tahliye edileceğine, yargının mutlaka gerçeği göreceğine inanıyor. inanıyor. Her pazartesi günü olduğu gibi bugün de Hurşit paşa Ayla Hanıma telefoın edecek. 10 dakikalık konuşmaya gelini Harika, oğlu Tolga’yı da sığdırıyor. Sonra, yine üzgün, yine umutlu olarak tek başına kaldığı odasına dönüyor. Bugün Ayla Hanım ve oğlu Tolga kendisini ziyaret edecek. O yüzden heyecanlı bir güne sabah erken kalkıp tıraş olarak başlıyor. Tarihe geçecek haksızlıklar Cezaevine girdikten sonra tiroit ve safrakesesi alındı. Eşine söylemiyor ama başka sağlık sorunları da var. Ayla Hanım, ayağa kaklı, ayrılırken son sözleri şöyle oldu: “İnşallah bu sıkıntılarımız en yakın zamanda biter. Bir an önce hakkın, adaletin yerini bulmasını bekliyoruz. Vicdanlı hakim ve savcılara güveniyoruz. Onların da ailesi, çocukları var. Her inişin bir çıkışı vardır. Biz de çıkışa geldiğimize inanıyoruz. Eksileri bitirip artıya geçiyoruz. Hepimiz bir bedel ödedik. Ama bu bedeller Türk milletine feda olsun. Askerlere yapılan haksızlıklar da, onların kahramanlıkları ve fedakarlıkları da tarihe geçecektir.” ------------------- Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > 4 yıldızlı komutana yapılanlar... Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |