Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > İşte, deniz Feneri gerçekleri 26/8/2011 İşte, deniz Feneri gerçekleriAlmanya’da bulunan Deniz Feneri Derneği tarafından toplanan yaklaşık 40 milyon Euro’nun 36 milyon Euoru’sunun “buharlaştırıldığı” iddiasını yaklaşık 3 yıldır araştıran Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün, bayram sonrası yapılacak operasyondan önce “şok” bir kararla soruşturmadan alınması, soruşturmaya büyük darbe indirirken, “görevden alınmanın soruşturmayla ilgisinin olmadığı”, doğrudan Başsavcı İbrahim Ethem Kuriş’in kararıyla gerçekleştirildiği ortaya çıktı.Tutuklu sanık eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7 Televizyonunun Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın avukatının başvurusunda ortaya attığı iddialardan sadece birisi dikkate alındı ve savcılar, soruşturmadan alındıktan iki saat sonra savunmalarını gönderdi. Soruşturmadan alınmadan önce C.Savcıları Türkaslan, Yaren ve Tamöz , soruşturmadan alınmadan önce Başsavcı Kuriş kendilerini makamına davet etti. Başsavcı. Soruşturmanın yasalara uygun bir biçimde gerçekleştirildiği için savcılara teşekkür etti. Soruşturmaya devam edip etmeyeceklerini sorduğunda, üç savcı da, soruşturmayı bırakmalarını gerektirecek bir durumun olmadığını, “Biz soruşturmanın sonuna doğru geldik. Yaklaşık iki ay içinde iddianameyi de mahkemeye sunmuş olacağız” dediler. Başsavcı, bu konuşmadan sonra, kendilerinin bu soruşturmadan alınacağının sinyalini verdi, ancak bunun soruşturmayla ya da savcılardan kaynaklanan her hangi bir olumsuzlukla ilgisinin olmadığını da ima etti. Savcılara, odalarına geldikten yaklaşık iki saat sonra, Başsavcı tarafından savcılara odacı ile gönderilen yazıda, Deniz Feneri e.V soruşturmasından alındıkları, soruşturmanın bundan sonraki bölümünün Savcılar Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş tarafından yürütüleceği, bu nedenle dosyaların teslim edilmesini istedi. Teslim işlemleri dün de devam etti. Müfettiş soruşturmasıyla ilgisi yok Bazı yayın organlarında, savcıların soruşturmadan alınmasının nedeni olarak haklarında yapılan şikayet ve bunun üzerine başlatılan inceleme-soruşturma gösterildi. Oysa, şikayet konusu soruşturma sonuçlanmadı. Hatta, savunmalarını savcılar görevden alındıktan sonra yaptılar. Bir hukukçu, bu durumu SÖZCÜ’ye şöyle değerlendirdi: “Eğer, bir kişi yaptığı iş ve işlemlerden dolayı şikayet ediliyor ve soruşturma bitmeden görevden alınıyorsa, şikayet dilekçesi görevden alınma için kılıf olarak kullanılmıştır. Edilen her şikayet, iddiaların doğru olduğunu ortaya koymaz. Ayrıca, müfettişin henüz bir raporu yok. Raporu olsa bile bu konuda karar verecek olan HSYK’dır. Yani, savcılar, sanki suçlu bulunmuş ve bunun üzerine görevden alınmış gibi gösterildi. Eğer, bir şikayetle şikayetçi savcılardan kurtuluyorsa vay bizim yargımıza.” Operasyonu engelleme taktiği Soruşturmanın sonuna yaklaşıldığında, tutuklu sanıklar Akman va Karaman’ın avukatı, 27 Temmuz’da HSYK Başkanlığı’na, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı ve Ankara C.Başsavcısına şikayette bulundu. 6 gün sonra iki HSYK Müfettişi dosyaları incelemeye aldı. Her şeyin hızlı bir biçimde yapılması dikkat çekti. Eğer, savcılar görevden alınmamış olsaydı, bayram sonrası yeni bir operasyon dalgası başlayacaktı. Savcılar hakkındaki soruşturma bitmeden, Başsavcısının yetkisini kullanıp 3 savcıdan soruşturmayı almasıyla birlikte operasyon da durmuş oldu. Çok kıymetli delillere ulaşılmıştı Savcılar, soruşturmanın sonuna yaklaşmış, iddianameyi de 1,5-2 ay içinde tamamlamayı öngörmüştü. İşte, bu aşamada savcılarla ilgili “evrakta tahrifat” suçlaması yapılırken, Ergenekon’la da ilişkilendirilmek de istendi. Savcıların elinde çok kıymetli delilileri etkisiz göstermek ve bunların sahte ve düzmece belgeler olduğu imajı yaratılmak istendi. Soruşturma yavaş yürüdüğü iddiası Hükümete yakın yayın organlarında, savcıların soruştur8madan alınmasının bir nedeni olarak da “soruşturmanın uzaması” gösterildi ve bunun Başsavcı tarafından söylendiği öne sürüldü. Savcılar ise bu iddialara şöyle cevaplandırdı: “Bizlere böyle bir gerekçe asla söylenmedi. Hiçbir gerekçe gösterilmedi. Olumsuzluğumuz olmadığını, geciktirme, yanlılık, uyumsuzluk gibi bir şey ifade edilmedi. Çalışmalarımızın ne kadar hukuki olduğunu da takdir etti. Bizden kaynaklanan olumsuzluk olmadığını ama böyle bir tasarruf olacağını söyledi. Biz de kararına saygı duyarız. Çünkü bu yetki Başsavcıya aittir. Bizim, soruşturmayı yürütmekte direnmemiz de zaten olmaz.” Bitmeyen soruşturma da bir maddeden HSYK Müfettişleri, Savcılarla ilgili sanık avukatı tarafından yapılan 8 ayrı konudaki şikayetleri değerlendirildiğinde, sadece bir maddeden savcılarla ilgili soruşturma başlattı. Bu da, mahkeme kararının bir bölümünün kapatılarak bazı kuruluşlara gönderildiği iddiasını içeriyor. Savcılar, kapatmanın doğru olduğunu, soruşturmanın gizliliği nedeniyle, ilgili makama gönderilen yazıda, karşı tarafın bilmesi gereken bölümlerin bildirildiğini, bunun da doğru bir işlem olduğunu belirttiler. Savcılar, “Eğer hukuka aykırı bir işlem yapılmış olsaydı, 2010 yılının Mart ayından bu yana niçin bizi şikayet etmemişler? Çünkü, şikayet edenler de, yaptığımız işlemin hukuki olduğunu biliyor. Soruşturmadan çekilmemiz için kılıf aranıyordu. Kılıf da bitmemiş soruşturma oldu.” “Evet, çok ama çok üzüldük” Savcılara soruşturmadan el çektirilmeden önce SÖZCÜ okurlarına, “Üç savcı ya soruşturmadan alınacak ya da onlar üzerlerindeki baskılar nedeniyle soruşturmadan aflarını isteyecekler. Çünkü, soruşturma çok kritik isimlere ve olaylara uzanıyor” demiştik. Başlangıçta soruşturmayı engellemek istediler. İkinci aşamada, soruşturmkayı koordine eden Başsavcı değişti. Son olarak da soruşturma savvıları bu soruşturmadan alındı. Şimdi, yeni heyetle bu soruşturma yürüyecek. Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, “Deniz Feneri e.V” soruşturması hep “feneri kararttılar”, “Feneri söndürdüler” sözleriyle anılacak… Savcılar mı ne diyor? Onlar soruşturmanın ellerinden haksız bir biçimde Başsavcı tarafından alınmasından dolayı son derece üzgünler. Kendisine soranlara da “Evet, çok ama çok üzüldük” diyorlar… ------------ Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > İşte, deniz Feneri gerçekleri Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |