Gazeteci Yazar
|
||
Saygı Öztürk > İşte o belgeler, işte Deniz Feneri konuşmaları 12/10/2011 İşte o belgeler, işte Deniz Feneri konuşmalarıSÖZCÜ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği ve eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı “Köstebek” olarak suçlamasına neden olan belgelere ulaştı. Bu olayın peşini bırakmayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Deniz Feneri olayında ‘köstebeğin’ bürokratik yüzü de var. Mahkemenin arama kararı vermesinden sonra karar Emniyet’e gidince bakan aranıp bildirimiştir. Bakan, ‘arama yapılacağından önceden haberim yoktu ‘ diyemez. Çünkü, telefon trafiğinde ve ifade haberdar olduklarını kesin itiraf ediyorlar” dedi.Kılıçdaroğlu’nun TBMM Kürsüsünden gösterdiği “Deniz Feneri – Köstebek Olayı” yazılı klasöründe, konuşma tapeleri, kimin kimi ne zaman aradığına ilişkin telefon trafiği kayıtlarının da yer aldığı öğrenildi. İşte, o klasörde bulunanlar: İsmail Karahan: İşyerinde arama yapılacağını öğrendik Deniz Feneri e.V soruşturmasının sanıklarından İsmail Karahan’ın ifadesinde “arama yapılacağının öğrenildiği” yer alıyor. İşte Karahan’ın ifadesindeki o bölüm: “İstanbul'daki işyerlerimizde yapılan aramadan hemen birkaç gün önce Mustafa Çelik beni telefonla arayarak yüzyüze görüşmemiz gerektiğini söyledi. Yüzyüze bir araya geldiğimizde bana işyerlerinde arama yapılacağını duyduğunu, ‘bu nedenle izne ayrılma belki işyerinde bazı bilgilere ihtiyaç duyulabileceğini,bunları kendilerinin cevaplayamayabileceğini’ söyledi. Ben, arama yapılacağını öğrendikten sonra bazı personelimizin işten ayrılmamasını istedim. Bundan amacım arama sırasında bilgilerine ihtiyaç olabileceği içindi. Mustafa Çelik bana arama yapılacağını söyledikten sonra Zekeriya Beyede aynı bilgiyi vermiş. Zira ertesi gün üçümüz bir araya gelerek konuştuk, bu konuşmaya göre arama yapılacağından Zekeriya Beyinde bilgisi olduğu anlaşılıyordu. Bu konuşmamızın temeli arama sırasında ne yapacağımıza yönelik idi. Bundan kastettiğim delil yada kayıt gizleme yada yok etme değildi. En azından arama medyanın gündeminde yer alacağı bu konuları konuştuk.” Saat 22.19: İçişleri Özel Kalemden Kırıkkale Belediyle Başkanına İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü adına kayıtlı ve yakın koruma tarafından kullanılan cep telefonundan 14 Ekim 2010’da yani arama yapılmadan iki gün önce saat 22.19’da Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz aranıyor. Konuşma 134 saniye sürüyor. Saat 22.22: Kırıkkale Belediye Başkanından Mustafa Çelik’e Belediye Başkanı Veli Korkmaz, konuşmasının hemen ardından saat 22.22’de başka bir telefonla Kanal 7 Genel Müdürü Mustafa Çelik’i arıyor. Aralarında geçen konuşma şöyle: Mustafa ÇELİK : Başkanım. Veli KORKMAZ : Üstadım nasılsın? Mustafa ÇELİK : Sağol başkanım sen nasılsın? Veli KORKMAZ : İyiyim iyiyim sağolasın ne var ne yok? Mustafa ÇELİK : Allah iyilik versin, iyiyiz başkanım delikanlı ile ders çalışıyoruz.. Veli KORKMAZ : Heee Mustafa ÇELİK : Mayaz bölünme, Mitoz bölünme. Veli KORKMAZ : Sen evdemisin? Mustafa ÇELİK : Evdeyim Veli KORKMAZ : Senin kaçtı telefon İki yüz on altı.. Mustafa ÇELİK : Hı hı Dört yüz yirmi sekiz otuz ….. Veli KORKMAZ : Tamam. Arıyorum. Mustafa ÇELİK : Oldu başkanım.. Belediye Başkanı sabit bir telefonla saat 22.23’de Mustafa Çelik’i arıyor. Ancak, sabit telefon hakkında dinleme kararı bulunmadığı için başkanla, Çelik arasında nasıl bir konuşma geçtiğine ilişkin “tape” bulunmuyor. Çelik, İsmail Karahan’ı arıyor Telefon konuşmasının hemen ardından, Mustafa Çelik, aynı soruşturmanın şüphelilerinden İsmail karahan’ı arıyor: Mustafa ÇELİK: Nerde sizin yeriniz İsmail KARAHAN: Esentepedeyiz Mustafa ÇELİK: : He ben bir şeye uğrayacağımda geçerken bir uğrayabilir misin? İsmail KARAHAN: Nereye uğrayacağım? Mustafa ÇELİK: İşyerine İsmail KARAHAN: He olur canım, uğrayacağım zaten ben. Mustafa ÇELİK: Tamam bir uğrada bir şey söyleyeceğim sana.. İsmail KARAHAN : Hadi görüşürüz. Kılıçdaroğlu’ndan yeni iddialar Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ı, İçişleri Bakanlığı döneminde ki uygulaması nedeniyle “Köstebek”likle suçlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu SÖZCÜ’ye şunları söyledi: “Beşir Atalay, ‘belediye aranıyor’ diyor. Doğru, belediye başkanı özel kalem müdürü tarafından aranabilir. Ama arayan özel kalem müdürü değil, bakanın koruma müdürüdür. Koruma müdürü belediye başkanını niye arıyor? Üstelik o günlerde bakanın Kırıkkale’ye gitmesi, gelmesi diye bir şey de yok. Saat 22.20’de, koruma müdürünün Kırıkkale Belediye Başkanını araması ve hemen ardından başlayan telefon trafiği anlamlıdır. Belediye Başkanı, başka bir telefonla, Kanal 7 Genel Müdürünü arıyor. Sabit numara istiyor. Gizli-saklı bir şey yoksa sabit numarayı niçin istiyor? “Külliyen yalan değil, külliyen doğru” Beşir Atalay, gündeme getirdiğim konu ile ilgili ‘külliyen yalan’ diyor. Ben de ‘külliyen doğru’ diyorum. Hangisi yalansa söylesin. Telefonlar mı yalan. Bunlara cevap vereceğine düştüğü zavallığa bakın. Benim için ‘O, önce SSK Genel Müdürlüğü’nün hesabını versin’ diyor. Çamur atarak hesap vermekten kurtulmak istiyor. Köstebeğin bürokratik yüzü Deniz Feneri olayında Köstebeğin bürokratik yüzü de var. Bakana arama yapılacağı kararı nasıl gitti? Mahkeme kararının verildiği öğrenildiğinde mi, yoksa mahkeme kararı mı bizzat bakana verilmiştir? Mahkeme kararı Emniyet’e gidince mi bakan aranıp bildirilmiştir? Bakan ‘bana önceden haber verilmemiştir’ diyemez. BSu kesin. Çünkü, İsmail Karahan’ın ifadesi önceden haberdar olduklarını ortaya koyuyor. Atalay bu işten sıyrılamaz Koruma müdürü belediye başkanına gece telefon ediyor. Atalay, bunun hesabını koruma müdüründen sorması lazımdı. ‘Külliyen yalan’ deyip sıyrılmak istiyor. Ama, bu işten sıyrılamaz. Keşke mahkemeye verse Bir başka önemli nomkta da, şüphelilerin işyerinde yapılan arama 16 Ekim, telefon trafiği ise 14 Ekim gecesi. Suç delillerinin ele geçmesi bu süreçten sonra gizleniyor. Yani delillerin tam olarak ele geçirilmesi önleniyor. Telefon trafiği, aramaların yapılacağının önceden öğrenildiğini ortaya koyuyor. Aslında, herkesin bildiği olayı ben açıkladım. Keşke, mahkemeye verse de, dava dosyası mahkemeye gelse. O zamkan daha çok şey öğreneceğiz. Atalay’ın, tutuklu sanıklarla Nehir Yayıncılıkta ortaklığı var. Yüzde 1bağı olduğunu söylüyor. Ben de kendisine ‘Deniz Feneriyle de kadim bağın var’ diyorum. İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi, mevzuatı Deniz Feneri Derneği’ne bastırmış. Bakan bunu da bilmiyormuş. 3 yıldır cevap bekliyoruz Yaptığım açıklamalar için Atalay, “hukuka aykırıdır” diyor. Benim bu konudaki soru önergeme yasaya göre 15 gün içinde cevap verilmesi gerekiyordu. Tam 3 yıldır soru önergeme cevap vermediniz. Hukuka bu kadar bağlı olduğunu belirtenler, hukukun gereğini yapmaz mı?” Twitter'da paylaş Saygı Öztürk > İşte o belgeler, işte Deniz Feneri konuşmaları Diğer Yazıları: 27/12/2019 İslami bankada olmayanlar bizde başladı 25/12/2019 Kulelerde, FETÖ araştırmasını MHP istemiş 24/12/2019 Her olayın altından aynı kadın çıkıyor! 22/12/2019 Kanal İstanbul gerçekleri 20/12/2019 Özkök: FETÖ’ye hep dikkat çektim 18/12/2019 17 yıldır ödenmeyen namus borcu 17/12/2019 Eski vekiller de “çakarlı” olacak 15/12/2019 Skandal ihaleye, suç duyurusu 13/12/2019 İşte, Gökçek’in mal varlığı 11/12/2019 Vetonun ardından geleceklere bakalım 10/12/2019 Bunlar yapılmadan mücadele olmaz 8/12/2019 İhalede 88 milyon lira farkın bir anlamı yok… 6/12/2019 O veto edildi, ya diğer yasa? 4/12/2019 Onca konutun parası kimin cebinde? 3/12/2019 Bakan, Öksüz için ne söylemek istedi? 27/11/2019 O sanık, son güne kadar müdürdü 26/11/2019 Kadın öğretmenlere mezarlık görevi! 24/11/2019 Yavaş ne yapsın! 100 bin iş başvurusu 12 bin görüşme talebi 22/11/2019 Karar: Gökçek’in mal varlığı araştırılacak 20/11/2019 HDP, önemli bir karar aşamasında 19/11/2019 Hukukçuların sınavına besmeleli hazırlık kitabı 17/11/2019 Acı tablonun sorumlusu… 15/11/2019 Pes doğrusu! Bakanlık, öğretmenleri icralık etti
|
..:: KİTAPLARI
::..
> twitter.com/saygi_ozturk > tr.linkedin.com/in/saygiozturk facebook.com/saygiozturk Saygı Öztürk Kimdir |
|
© 2018 www.saygiozturk.com I www.saygiozturk.net Saygı Öztürk kitapları ve yazıları |